Aylarca tartışmasını ve gerilimini yaşadığımız 12 Haziran genel seçimleri nihayet yapıldı. Bazı çevrelerin beklentileri boşa çıktı. Seçimin çok gerilimli ve çatışmalı bir ortamda yapılacağı beklentisi gerçekleşmedi…
Gayet sakin ve huzurlu bir ortamda halk sandık başlarına gidip, kapalı kapılar ardında oylarını kullandı. Herkes istediği görüş doğrultusunda iradesini sandığa yansıttı. Seçimde önemli olayların yaşanmaması sevindirici bir gelişme olmuştur.
Öncelikle genel seçim sonuçları hayırlı olsun diyorum. Bu sonuçlardan herkesin mantıklı dersler çıkarmasını diliyorum.
İfade etmemiz gereken en temel gerçek şu olmalıdır: Halkın iradesine saygı esastır…
Herkesin öncelikle halkın iradesine saygı göstermesi gerektiğine inanıyorum.
BARAJ ÇÖKTÜ!..
Başta ifade edeyim; seçim barajı çöktü…
12 Haziran genel seçim sonuçlarının ortaya koyduğu en önemli gerçek, halkın iradesinin engellenemeyeceği gerçeğidir…
Eğer tüm engellemelere rağmen ‘Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’, parlamentoya 36 Milletvekili gönderebiliyorsa, birilerinin baraj meselesini bir kez daha düşünmesi gerekiyor…
Evet, BDP’yi parlamentoya göndermemeyi amaçlayan baraj çökmüş vaziyette.
 SEÇİMİN MAĞLUBU YOK!..
Seçim sonuçları pek çok yönleriyle analiz edilebilir. Farklı analizler yapan siyasi partilere baktığımda, kimsenin ‘ayranım ekşi’ dediğine tanık olmadım.
Herkes galip,ortada mağlup yok!..
AKP yüzde 50’ye varan oy aldığı için kesinlikle seçimin galibi. Milletvekili sayısı düşse bile sonuç değişmez…
Ülkedeki her iki seçmenden birinin oyunu alan AKP’nin sevinmesi için yeterli neden vardır. Bir parti üçüncü kez yapılan genel seçimde eğer ezici oy çoğunluğuyla tek başına iktidar oluyorsa, o partinin başarısız olduğunu kimse ileri süremez.
Demek ki halkın ekseriyeti bu iktidarın genel hizmetlerinden memnundur ki böyle bir sonuç çıkıyor.
CHP, oy oranını bir önceki genel seçime göre beş puan yükseltti. Seçimin mağlubu sayılamaz…
CHP Genel Başkanı seçim sonuçlarını zafer olarak ilan etti. Üç milyon yeni seçmenin desteğini aldıklarını gerekçe gösterirken, haklı olmadığını iddia edemeyiz.
Hele Dersim yöntemini savunma anlayışına rağmen bu partinin oy oranını yükseltmesi düşündürücüdür…
Ferhat Tunç gibi önemli bir şahsiyeti parlamentoya göndermeyen Dersimliler gerçeğinin ayrıca tartışılması gerekiyor…
Demek ki katliamlara maruz kalmış bir topluluk, ‘mazoşist’ olabiliyor ve kendisini cezalandıran anlayışa oyunu verebiliyor!..
Öte yandan ortaya çıkan fuhuş kasetlerine rağmen MHP’nin ciddi oy kaybı yaşamaması da manidardır…
Pek çok çevre MHP’nin barajın altında kalacağı görüşündeydi.
Ciddi şekilde yanıldılar…
Ortaya çıkan fuhuş kasetleri nedeniyle MHP’nin muhafazakar tabanının tepki göstermesini bekleyenler gerçekten de yanıldı. Fuhuş olaylarına adı karışmış, belgesi ortaya çıkmış adayları bile koruyan MHP Genel yönetimi gerçeğine rağmen bu parti yüzde 13 oy alıyorsa, demek ki MHP de seçimin ciddi mağlubu sayılamaz…
BDP’nin başını çektiği hareket de seçimin mağlubu değildir.
Bağımsızlar sayılarını neredeyse ikiye katlandı. Bu durumda bu seçimde en başarılı bağımsızlar oldu.
Aldıkları oy oranı ile ilgili başka değerlendirmelerim olacak. Belki başka yazılarda bu meseleyi irdeleyeceğim. Ancak Milletvekili sayıları 36’yı bulması büyük başarıdır diye düşünüyorum.
Gerçekler böyle.
Şu halde seçimin mağlubu kim?
Bu seçim sonuçları daha çok tartışılacaktır…
Ancak farklı yönleriyle analiz etmemiz gerekiyor.
Her şeyi kendi şartlarında değerlendirdiğimizde, başka gerçekler de görülecektir. Seçim değerlendirmelerim inşallah sürecektir.