fahrettin-ozgoren.jpg

Bir küçüğün ellerine verilmiş, boyama kitabı gibiyim.

Bazı renklerim taşmış- bazılarım şaşmış, çoğu yerde boşluk kalmışım.

Kendimle baş edemiyorum- kendimi anlamlandırabilmeye yetemiyorum.

Kabulüm farklı, gördüğüm farklı; rota hangi tarafa bilmez gibiyim.

Tarif edilmekten düşmüş bir adres,

Bir anaya ulaşmamış mektup gibiyim.

Zamanın eline verilmiş bir tesbih,

Otuz üçü çoktan geçtim; altmışı çok zor görür gibiyim.

Bir platoniğin dudağında, korkak bir merhaba.

İki aşığın avuçlarındaki ter, kaçmalarındaki neden gibiyim.

Sıcak bir tabancada kalan son mermi,

Cana gelsem tetiği çekene tükürecek gibiyim.

Fakirin midesinde sadece ekmek,

Saçı sakalı birbirine karışmış evsiz gibiyim.

İlim sahibine derler ki A'lim.

Sahtesinin cehennemini görür gibiyim.

Varlığını çocuklarına adamış,

Ölümü beklenen bir yaşlı gibiyim.

Ekildikten sonra yağışa muhtaç,

Kurunun da kurusu toprak gibiyim.

Ben evet ben, bilmiyorum ne gibiyim.

Yalnızlık kuyusuna, aklımı düşürmüş gibiyim

İki parçaya bölünmüş bir hayat,

Yarım içerde, yarım dışarda kalmış gibiyim.

(Fahrettin ÖZGÖREN)