Bir özel hastanenin açıklamasında Göğüş'ün görüşlerine yer verilerek, veremin yalnızca akciğerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda iştah kaybı, halsizlik, yorgunluk, ateş, gece terlemeleri, öksürük, göğüs ağrısı veya nefes almada zorluk gibi semptomlarla da kendini gösterebileceğini ifade etti.

Tedavi süreci hakkında bilgi veren Göğüş, şunları kaydetti:

"Verem hastalığının tedavisi genellikle uzun süreli antibiyotik kullanımını içerir. Standart tedavi rejimleri genellikle birkaç antibiyotiğin kombinasyonunu içerir ve tedavi süresi en az altı ay sürebilir. Tedaviye düzenli olarak uyulması çok önemlidir, aksi takdirde dirençli bakteri gelişme riski vardır. Verem hastalığı kişiden kişiye doğrudan temasla yayılabilir. Enfekte bir kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında, solunum yoluyla yayılan bakteriler havada bulunur ve başka bir kişi bunları soluyarak enfekte olabilir. Ancak sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olanlar genellikle enfeksiyona karşı dirençlidirler."

- "Verem tüberkülozuna karşı aşılanmaya özen gösterilmelidir"

Açıklamada, veremin yayılmasını önlemek için dikkat edilmesi gerekenler şöyle sıralandı:

"Enfekte olan kişiler tedaviye başlamalı ve tedavi süresince ilaçlarını düzenli olarak almalıdır. Enfekte kişilerin öksürme veya hapşırma sırasında ağızlarını ve burnunu bir mendil veya dirsekle kapatmalıdır. Semptomları olan enfekte kişilerin yakın teması sınırlanmalıdır. Verem tüberkülozuna karşı aşılanmaya özen gösterilmelidir. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, belirli risk altındaki kişileri izlemekte ve tarama testlerini yaparak hastalığın erken tanısını ve tedavisini sağlamaya çalışmaktadır. Bu, hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olur."

Editör: Basri Akaydın