Binek otomobilde 9 ayda 1,3 milyar dolara yaklaşan dış ticaret açığı hükümetin yerli otomobildeki ısrarını gün yüzüne çıkardı.

50 yıl önce de Türkiye'nin 60 milyon dolarlık döviz kaybını önlemek için yerli otomobil projesi gündeme gelmişti. O dönemin yerli otomobil raporu ile yüzlerce sayfalık bugünkü rapor birçok benzerlik taşıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son olarak Türk işadamlarına yatırım için çağrıda bulunduğu yerli otomobilde süreç işliyor.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'e sunulan yüzlerce sayfalık yerli otomobil raporu ile birlikte hükümet, çalışmalarını sürdürürken yılın ilk 9 ayında binek otomobilde ortaya çıkan 1,3 milyar dolara yakın açık, bu konudaki ısrarı gün yüzüne çıkardı.

Benzer bir kaygının yani dış ticaret açığı endişesinin 50 yıl önce Devlet Başkanı Cemal Gürsel tarafından başlatılan yerli otomobil projesinde de etkin olduğu, o döneme ait raporlarla ortaya çıktı.

Bizzat Gürsel tarafından oluşturulan komitenin tüm çalışmaları o dönem için ihtiyaç olan yıllık 16 bin ithal araca karşılık ödenecek 60 milyon dolar dövizi içeride tutmayı hedefliyordu. O günün Türkiye'sinde söz konusu dövizi elde etmek için binlerce ton incir, fındık, şeker, mercimek, krom, tiftik ve canlı hayvanın yurtdışına satılması gerekiyordu.

Bugün Otomotiv Sanayi Derneği bünyesindeki 15 üretici şirkete havale edilen yerli otomobil projesi, 1961'de aralarında Makine Kimya Endüstrisi, Devlet Demiryolları, Demir Çelik fabrikaları gibi ağır sanayi kurumlarının yanı sıra Gümüş Motor, Otosan, TOE, Arçelik gibi işletmelerin desteği ile üretime alınacaktı. Oluşturulan 11 farklı komisyon dünya örneklerini inceleyip etüt, üretim, tecrübe gibi 24 aylık bir süreç belirledi. Böylece yıllık 8 bin kamyon ve 8 bin otomobil ihtiyacını karşılayacak üretimin 1963 yılında başlaması öngörülüyordu.

Türkiye'de o dönem 750 kişiye bir otomobil düşerken, ABD'de 3 kişiye, İngiltere'de 5 kişiye, Fransa'da 10 kişiye, Almanya'da 18 kişiye, İtalya'da 34 kişiye, Sovyet Rusya'da bile 403 kişiye bir otomobil düşüyor olması, yerli otomobil fikrini tetikleyen önemli bir etken olarak raporlarda yer alıyor.

Ne var ki acele edilip 3-4 ayda ortaya çıkan 4 adet Devrim'in tarihe gömülmesi 50 yıl aradan sonra Türkiye'nin yeniden yerli otomobil projesi geliştirme ihtiyacını ortaya çıkardı. O dönem hazırlanan yerli otomobil raporu ile bugün Bakan Nihat Ergün'e sunulan rapor arasında birçok benzerlikler bulunması ise dikkat çekici.

Türkiye'de 850 bine ulaşacak olan pazarın aksine Avrupa'daki daralma otomotiv sektöründeki dış ticaret dengesini olumsuz etkiliyor. Geçen yılın ilk 9 ayında 1,4 milyar dolar fazla veren sektör, bu yılın ilk 9 ayında 847 milyon dolar açık verdi, otomobilde bu açık bir milyar 259 milyon dolara ulaştı.

Uzun bir süredir cari açık konusunda önlemler alan hükümet, yerli otomobil projesiyle önümüzdeki yıllarda otomotivde ithalatın payının düşmesini hedefliyor.

Tüketici yerli otonun kaliteli olmasını istiyor

Barem Research tarafından yapılan bir anket, tüketicilerin yerli otomobilden öncelikli olarak kalite ve ekonomi beklediğini ortaya koydu. Ankete katılanların üçte ikisi, yerli otomobili satın alabileceğini belirtirken bu aracın benzerleriyle aynı kalitede olmasına rağmen daha ucuz fiyatlı olmasını istiyor.

Otomobil satışlarının en yüksek olduğu 6 ilde, ekim ayında gerçekleştirilen ankette, önümüzdeki 3 yıl içinde otomobil satın almayı planlayan 330 kişi ile görüşüldü. Ankete katılanların yüzde 12,5'si kadın, yüzde 44'ü 35-44 yaş grubu, yüzde 35'i ise 18-34 yaş grubundan oluştu.

Bu kişilerin yarısına yakını bir yıl içinde otomobil satın almayı planlıyor. Görüşülen kişilerin yüzde 58'i yerli otomobil projesinden haberdar. Bu oran İstanbul'da yüzde 69 düzeyinde. Katılımcıların yüzde 56'sı yerli otomobilin yalnızca Türkiye'de satılacağını düşünüyor.

Avrupa'ya ihracatta düşüş endişesi

Avrupa'ya olan otomotiv ihracatı geçtiğimiz 10 ayda Almanya'nın etkisiyle yüzleri güldürdü. Ancak Türkiye'nin önemli ihracat pazarlarına yönelik kaygılar artıyor. Euro Bölgesi'nin gelecek yıl büyüme tahminini yüzde 1,8'den yüzde 0,5'e çeken AB Komisyonu, 2013 yılı için de 1,3 büyüme öngördü.

Bu tahminler doğrultusunda Türkiye'nin ihracatta aslan payına sahip Batı Avrupa'da otomobil satışlarının yüzde 2 gerileyerek, 12,5 milyon adede inmesi bekleniyor. Kötümser senaryolara göre bu sayı 11 milyon adede kadar inebilecek. Bu da 2011'e göre yüzde 15,5'lik bir daralma anlamına geliyor.

 

Editör: Haber Merkezi