Ancak yapısal elementler de tıpkı bunlar kadar cildin parlak ve canlı görünmesinde çok önemli fonksiyonu olan özel bir maddenin tamamlanması ile başarılabilir. Bu "Hyaluronik Asit" olarak adlandırılan madde doğumdan itibaren azalarak yaşlanmanın önemli bir kısmında sorumlu olmaktadır.

Hyaluronik asit saf halde cildin içinde su tutulumundan sorumludur. Doğumda 8 gr kadar olduğu tahmin edilen bu molekül kendi kütlesinin 1000 katı kadar su tutabilir. Doğum sonrası büyüme ile yüzeyin genişlemesi ve yaşla birlikte bu maddenin vücutta eksilmesi ile birlikte cilt gittikçe canlılığını ve parlaklığını kaybetmektedir. Sigara ve düzensiz yaşamın bu yıkımı artırdığı bilinmektedir. Bu maddenin eksikliği nedeni ile cilt beklendiği gibi nem tutamamakta ve leke, kılcal damar ve gözenek sorunları ile başedememektedir.

Hyaluronik asit birkaç formda yerine konarak cildimizin olduğundan daha canlı ve parlak görünmesi, leke, kılcal damar ve gözeneklerle ilgili sorunlarımızın hafifletilmesi mümkündür. Hyaluronik asit kremlerin içerisinde, lokal enjeksiyonlar ve tabletlerle alınabilir. Ağız yoluyla alınan tabletler genellikle çok iyi sonuç verirler. Özellikle yaşlanma belirtilerini kollar , bacaklar ve dekolte gibi yaygın olarak yaşayan hastalarda çok işe yaramaktadır.

Daha çok yüzünde, dekolte, boyun ve ellerde sorun yaşayan hastalarda deri altına küçük enjeksiyonlar çok etkilidir.Bu uygulamalar genellikle vitamin uygulamalar ile karışmaktadır. Birkaç uygulama sorası 6-12 ay arasında belirgin şekilde etki görülür. Bu ürünlerin normal ve uzun süreli kontrollü salınımlı formları bulunmakta ve doğru ürün seçildiğinde başarı daha da arttırılabilmektedir.

Krem formlarında ise başarı hala tartışmalıdır. Çok büyük moleküler oldukları için porlardan içeri girmeleri güç görünmekte ve çoğu marka hayal kırıklığı yaratmaktadır. Yine de yeni geliştirilmekte olan lipozom teknolojisi gibi yeni penetrasyon stratejileri ileriye dönük olumlu beklentilerimizi artırarak iğneli uygulamalara alternatif olmaları beklenmektedir.

Kuru ve olgun ciltlerde parlak ve canlı bir cilt elde etmek için 3-4 uygulama yeterli olmakta ve diğer yaşlanma belirtileri varsa değerlendirilerek kombine tedaviler oluşturularak tamamlanmaktadır. Genç hastalarda da düzenli olarak koruyucu amaçla uygulanması yaşlanma belirtilerini geciktirmektedir. Kanama pıhtılaşma sorunu olan hastalar dışında herkese uygulanabilecek tedavi botoks, dolgular ve PRP gibi tartışmasız önümüzdeki yılların estetik uygulamalarında biri olacaktır.

 İnternethaber

Editör: Haber Merkezi