Bugün (21.12.2011) saat 13.00 sularında Diyarbakır-Batman karayolu Yukarı Salat mevkiinde korkunç bir kaza meydana geldi. Batman istikametinden gelen briket yüklü Tır, ile Diyarbakır istikametinden gelen Diyarbakır-Siirt Seyahat firmasına ait yolcu midibüsü (yarım otobüs) burun buruna çarpıştı. Kazada maalesef biri bebek olmak üzere toplam 25 kişi hayatını feci bir biçimde kaybetti.

Kaza haberini alır almaz Salat bölgesine gittim, olay yerine geldiğimde savaş alanını aratmayan bir manzara ile karşı karşıya kaldım. Her yerde cesetler... Ablülanslar,... İtfaaiye ekipleri... Sivil Savunma ekipleri... Trafik Polisleri ve Askeri ekipler, enkaz kaldırma çalışmalarını sürdürüyorlardı. Kazadan bir saat sonra olay yerine gelen Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ile Siirt Valisi Musa Çolak, gördükleri manzara karşısında herkes gibi büyük bir şok yaşadılar. Gerçekten de büyük bir felaket... Katliam gibi bir kaza...

Peki, bu kaza nasıl meydana geldi? Vali Toprak'ın dediği gibi acaba gerçekten de kaza nedeni hız mıydı? Bu, gerekçe olabilir ama kaza bölgesinde görgü tanıkları ve burada ki Salat Köyü sakinleri ile tek-tek görüştüm. Vatandaş kaza nedenini gerçekten de çok farklı anlatıyor. Korkunç kazanın tek nedeni olarak; Diyarbakır Karayolları Bölge Müdürlüğü yetkilileri gösteriliyordu...

Biz, bir uzman olmlamakla birlikte kazanın oluş şekline ve yol durumuna baktığımızda kazanın nedenini;  kontrolsüz yol gecişi olarak değerlendirmemiz mümkün olacak. Çünkü; bu bölgede duble yol çalışması yeni tamamlanmış ve trafiğe açılmıştı ancak kısa bir süre sonra yeni yapılan duble yolda bir çalışma başlatılmıştı. Yaklaşık bir aydır süren bu yol çalışması nedeniyle duble yol Salat bölgesinde tek şeride düşüyordu. Kaza da bu noktada meydana gelmiş. Karayolu geçiş levhalarına baktığımızda son derece yetersiz... Üstelik levhaların nereye konduğu ve geçişin nasıl verildiği de bir bulmaca gibi...! Sürücüler bu noktaya gelince gerçekten de büyük zorluk çekiyor. Görgü tanıkları aynı noktada bir çok kazanın meydana geldiğini veya bir çok kazanın son anda kılpayı atlatıldığını söylüyordu...

Kazanın oluş şekli, görgü tanıklarının ve köy halkının anlattıklarını biraraya getirdiğimizde kazayanın en büyük sebebi olarak Karayolları karşımıza çıkıyor. Karayolları Bölge Müdürlüğü yetkilileri bu kazada birinci derecede cinayetten ve 25 kişinin ölümünden yargılanmalıdır.

Suçluyu başka yerde aramaya gerek yok, hız sınırını aşmak, veya sürücülerin dikkatsizliği gerekçe gösterilebilir ama duble yollarda hızın saatte 110 kilometre olduğu bilinmektedir. Eğer bu yolda hız sınırı saatte 110 kilometre ise kaza yapan sürücüler hız limitini aşmış değillerdir. Bence bu kazaya neden olan Karayollarının ihlaminden başka bir şey değildir. Aynı yolda mucır veya yol çalışmaları yüzünden yaşanan kazaları ve ölen insan sayısını biraraya koyduğumuzda karşımıza korkunç bilanço çıkıyor. Bu bilançoya baktığımızda da içimizden tek bir kelime geçiyor; "SUÇLU AYAĞA KALK"

Tüm deliller ve göstergeler suçlunun Karayolları Bölge Müdürlüğünü gösteriyor. Ancak her ne hikmetse "Suçlu Ayağa Kalk" dediğimizde Karayolları yetkilileri ayağa kalkmıyor çünkü; Karayolları'nı koruyan bir devlet vardır. Devlet kendi kendinisi kontrol etmedikçe ve kendi kendini yargılamadıkça Karayollarında yol hatalarından dolayı daha bir çok kişi ölecek ya da yaralanacaktır.

330_5.jpg

330_7.jpg

Kazada yaşamlını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet kederli ailelerinhe başsağlığı ve yaralılara da acil şifalar dileriz.

                                                                  

M. Kemal ÇELİK
Editör: Haber Merkezi