Çiftler arasında özellikle Diyarbakır’da artan boşanma ve nedenleri üzerinde değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Aile Danışmanı Prof. Dr. Sabri Eyigün, toplumda kolaycılığa alışan, ben-merkezli, sorumluluk duygusu zayıf, fedakârlık duygusundan mahrum, öz değerlerine yabancı bir kimsenin, eğitim seviyesi ne olursa olsun evliliği yürütmekte zorlanacağını belirtti.

Prof. Dr. Sabri Eyigün, bu süreçte çiftlerin hem aile danışmanlığına, hem de yasal olarak bilgilendirilmeye ciddi anlamda ihtiyaçları olduğunu vurguladı.

Avukat ücretinin boşanmak isteyen kişileri düşündüren önemli bir konu olduğunu ifade eden Eyigün, “Bu konularda her ne karda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı il müdürlükleri yardımcı olsalar da sayıca yetersiz oldukları gibi, kadınların da her zaman ulaşmaları mümkün olmayabilir. Bu ihtiyacı gidermek için bölge birçok kadın kuruluşu ve Diyarbakır Barosu çalışmaktadır. Bu çalışmalarda boşanmak isteyen kadınlara yasal yol gösterildiği, hakları anlatıldığı gibi maddi olarak da yardımcı olunduğu bilinmektedir. Bu durum evliliğinde sorun yaşayıp da pek çok nedenden dolayı tereddüt yaşayan kadınları boşanmaya cesaretlendirdiği düşünülmektedir.”  ifadelerini kullandı.

“Aileler, ‘orada acı çekmektense yanımıza gel daha iyi’ diye bir düşünce geliştirmekteler”

Artık kadınların ailelerinin de boşanma hakkında daha esnek düşünmeye başladığını belirten Eyigün, “Daha önceki yıllarda aileler, ‘gelinlikle gidiyorsun, bu eve ancak kefeninle gelebilirsin’ şeklindeki telkinlerden dolayı, kocalarıyla anlaşamayan kadınların boşanmaya cesareti yoktu. Şimdi ise aileler de bu konuda daha esnek düşünüyor, ‘orada acı çekmektense yanımıza gel daha iyi’ diye bir düşünce geliştirmekteler. Kız çalışıyor ve maaşı da varsa, memnuniyetle baba evine dönmesini bekleyen babalar veya erkek kardeşler de yok değildir.” dedi.

“Kadınlar erkeklere oranla iki kat daha çok depresyona yatkındırlar”

Kadınların belli bir dönemden sonra evlilik yaşamında can sıkıntısı ve depresyon yaşamakta olduğunu belirten Eyigün, sözlerine şöyle devam etti: “Depresyon insanın duygularını, düşüncelerini, davranışlarını değiştiriyor ama dışarıdan baktığınızda gözle görülür bir hastalık olarak kabul ettirmeyi kolaylaştıracak çok belirgin belirtileri yok. Kadınlar erkeklere oranla iki kat daha çok depresyona yatkındırlar. Rutin zamanla can sıkıntı ve depresyona yol açmaktadır. Erkekler dışarıda; kahve kültürü, halı saha maçı, veya farklı etkinliklerle rutini bozma imkanlarına sahipken kadınların; akraba ve arkadaş sohbetleri dışında fazla bir imkanları yok. Özellikle akraba, arkadaş ve komşuluk ilişkilerinin zayıflaması da bunda rol oynamaktadır.”

Ailelerin, evlilik öncesi yaşantılarında çocuklarına sorumluluk duygusu aşılamakta yetersiz kaldığını belirten Eyigün, “Erkek çocuk sorumluluğunu bilip aileye kol kanata açarken, kız çocuğu da evlendiğinde mükemmel bir eş, fedakâr bir anne, iyi huylu bir gelin rolünü kendisinden beklenen şekilde yerine getirebiliyordu. Bu role hazırlandığı için de çektiği sıkıntılar ve diğer sorunlara karşı daha dayanıklı bir psikolojiye sahip olabiliyordu. Ancak aileler çocuklarını evliliğe hazırlamayı hiç düşünmeden, sadece okul başarısına odaklandıklardan onlar için gereğinden fazla bir fedakârlık gösteriyorlar. Bu durumda da toplumda kolaycılığa alışan, ben-merkezli, sorumluluk duygusu zayıf, fedakârlık duygusundan mahrum, öz değerlerine yabancı bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun, evliliği yürütmekte zorlanacaktır.  Dolayısıyla sorun, eğitim seviyesinin yükselmesi veya kadının ekonomik özgürlüğü değil, sorun elde edilen yeni kazanımlara paralel olarak kaybedilen değerlerimizdir.” ifadelerini kullandı.

Genelde iletişim becerileri düşük olan ve kırsaldan gelen erkekler için internette sanal sohbet etmek ve cinsel konuları konuşmanın daha güvenli görüldüğünü belirten Eyigün, “Böylece hem sosyal baskıdan uzak, korunaklı bir alan seçiyor, hem de her türlü cinsel konuyu rahatlıkla konuşabiliyor. Yakın zamana kadar internet ortamında karşı cinsle iletişim sadece erkekler tarafından yapılırken, akıllı telefonlar aracılığıyla şimdi kadınlar da evde tek başlarına sosyal ortamlarda erkeklerle konuşup, eşlerini aldatabiliyorlar.” ifadelerini kaydetti. ( Emrah Deniz, Hamza Adiyaman /Ayten Oğuz - İLKHA)

 

Editör: Haber Merkezi