Faili meçhul cinayetler kapsamında yapılan kazıları umut olarak değerlendiren Şeyh Said'in ailesi, belirtecekleri yerde kazı yapılmasını istiyor.

 
Yakınlarını faili meçhul cinayetlere kurban veren ailelerin başvurusuyla başlayan kazılar, İstiklal Mahkemeleri'nde idam edilen isimlerin aileleri için de umut oldu. 1925'te idam edilen Şeyh Said ve 46 arkadaşının mezarlarının bulunması için harekete geçen aile, kazılar kapsamında mağduriyetlerinin gündeme gelmesini istiyor. 
 
Aile adına soruşturma savcısına başvuran avukat Sıtkı Zilan'ın ilk talebi, Şeyh Said'in yaşayan oğlundan alınacak DNA örnekleri ile İçkale'den çıkan kemiklerin karşılaştırılması. Mezarın taşınmış olabileceği ihtimaline karşın böyle bir yol izleyen avukat, ardından tevatürle sabit dediği mezar yerinin kazılması için yer belirterek kazıyı yönlendirmeye çalışacaklarını açıkladı. 
 
NEREYE GÖMÜLDÜKLERİ BİLİNİYOR
 
Şeyh Sait'in ailesinin avukatı Sıtkı Zilan, Şeyh Sait ve 46 arkadaşının idam edildikten sonra naaşlarının ailelere teslim edilmediğini hatırlattı. Devletin mezar yerini bildiğini belirten Zilan, "Seyit Rıza, Said Nursi gibi naaşını halktan gizlemişler" dedi. 
 
Şeyh Said'in defnedildiği yerin tevatürle sabit olduğunu ifade eden Zilan, onca yıl sonra birilerinin insiyatif alıp kemikleri aileye teslim etmesi gerektiğini kaydetti. Ailenin olurunu alarak başvuru yaptığını söyleyen Zilan, JİTEM kazıları ile bu işin de gündeme gelmesini istediklerini ve başvuru yaptıklarını belirtti. Ardından mezar yeri ile ilgili detayı da ek bir dilekçe ile savcılığa ileteceklerini anlatarak, "İdam edildi ama cezası öldükten sonra da bitmedi. Malları gasp edilmiş sarığı, tespihi dahi verilmemiş. Bunlar nerede tutuluyor bilmiyoruz. 2009'da İçişleri Bakanlığı'na detaylı bir dilekçe vermiştik. Hem mezar yeri ve emanetleri ile ilgili. Ama bir sonuç alamadık" diye konuştu. 
 
DNA ÖRNEKLERİ KARŞILAŞTIRILSIN 
 
Müracaat ettiklerini asıl mezar yerini bilmelerine rağmen kimsenin kazı yapmadığını ifade eden Zilan şöyle devam etti: "Ek dilekçe vererek yeri göstereceğiz ve burada diyeceğiz. Tevatürle sabit diyoruz biz buna. Defin işlemi sırasında birilerine söylenmiş ve mezar yerini bilenler, Diyarbakır'da yıkılan Yenişehir sineması arkasındaki okul ve askeriye arkasındaki alanda olduğunu aileye de söylemiş. 
 
Bir de JİTEM kazılarından çıkan kemikler acaba binde bir olasılık da olsa Şeyh Said ve arkadaşlarına ait mi diye oraya da başvurduk. Mezar taşınmış da olabilir aileden DNA örnekleri alınarak kemiklerle karşılaştırılsın dedik. Asıl gayemiz ise göstereceğimiz alanın kazılarak kemiklerin aileye teslime edilmesi." 
 
87 yıllık devlet sırrı 
 
Şeyh Said, 1925 yılında başlayan Kürt isyanına önderlik ettiği iddiasıyla 46 arkadaşı ile birlikte Diyarbakır'daki İstiklal Mahkemesi'nde yargılanarak, idama mahkum edildi. 28 Haziran gecesi Şeyh Said ve 46 arkadaşı asıldı. İdamların üzerinden 87 yıl geçmesine rağmen, cenazelerin nereye gömüldüğü konusunda resmi bir açıklama yapılmadı. Ailenin kurumlara yaptığı başvurular ise 'bilgi yok' denilerek geçiştirildi. 1938'de Elazığ'da idam edilen Dersim isyanının lideri olduğu belirtilen Seyit Rıza'nın da mezar yeri bilinmiyor. 
 
Boş arazide Fatiha okuyoruz 
 
Şeyh Said'in torunu Diyadin Fırat, 2 yıl önce demokratik açılımdan umutlanarak dedelerinin mezarının verilmesini istediklerini söyledi. Yazılı vasiyeti de bakanlığa teslim ettiklerini ifade eden Fırat, “Bir kısım eşyası, parası, cübbesi, tespihi, tütün tabakası ve saatinin bakanlığa teslim edildiğini öğrendik. Ama resmi makamlar, 'Araştırmada herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşamadık' dedi. Niye ölü bir insandan hâlâ korkuyoruz. İstiklal Mahkemeleri'nde hukuksuz, göstermelik bir mahkeme sonucu idam ettiler. Ölüm sloganları ile zulüm ettiler. Sürece dahil olmak istiyoruz. İçkale'den Dağkapı'ya gelmek istiyoruz. Oğlu Şeyh Ahmet 89 yaşında ve hayattayken DNA örneklerini versin ve mezarımız olsun, diyoruz. Artık bir araziye gidip, Fatiha okumak ve dua etmek yerine mezarımıza kavuşalım” dedi.
Editör: Haber Merkezi