Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 yıl önce görme engellilere hizmet verebilmek üzere 81 ilden 132 Kur'an kursu öğreticisine kabartma yazı olarak bilinen 'Braille alfabesi' eğitimi verdi. Daha sonra Türkiye'nin pek çok yerine gönderilen bu Kur'an kursu öğreticileri, müftülüklerin açtıkları kurslarda eğitim vermeye başladı.

Bu kapsamda Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde bulunan Bediüzzaman Camii'nde, hafta sonları görme engellilere yönelik Kur'an-ı Kerim kursu veriliyor.

Kursa katılan görme engelliler, dokunarak gönül gözleriyle Kur'an-ı Kerim'i öğrenmekten mutluluk duyarken, azimleri ile herkese örnek oluyorlar.

Kurs hakkında İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Diyarbakır Müftülüğü Engelliler Koordinatörü Musa Salim Söyler ve kurs öğrencileri; sabırlı, azimli, kararlı olunması halinde atlatılmayacak hiçbir engelin olmadığını belirttiler.

Vermiş oldukları kursun ikinci yılında olduğunu dile getiren Diyarbakır Müftülüğü Engelliler Koordinatörü Musa Salim Söyler, öğrencilerin gören insanlardan hiçbir farkının olmadığını, hatta daha da başarılı olduklarını belirtti.

Türkiye genelinde her ilde engellilere yönelik Kur'an Kursu bulunduğunu ifade eden Diyarbakır Müftülüğü Engelliler Koordinatörü Söyler, kursun, Diyanet İşleri Başkanlığının engellilere yönelik 2013 yılından itibaren başlattığı bir proje olduğunu söyledi.

İlk etapta Diyanet İşleri Başkanlığının, Kız Kur'an Kursu hocalarını gerek görme engelli gerek işitme engelli olsun bu noktada eğitimini verip kendi illerinde kurs açmalarını sağladığını belirten Söyler,  "İlimizde 2 tane hoca hanım bayan görme engelliler için eğitimini aldıktan sonra eğitime başladılar. Akabinde başkanlığımız bir sonraki yıl erkekleri de bu yönde kursa alıyor. Bu şekilde biz de derslerimize başladık. Türkiye geneli büyük illerde 2'şer tane, küçük illerde durumuna göre hocalarımız mevcut." dedi.

"Gören insanlarla kıyasladığımız zaman bu kardeşlerimizin hiçbir farkı yok"

Kursta kabartma yazısı altyapısı olanların Kur'an-ı Kerim'i daha çabuk öğrendiğini söyleyen Söyler, "Kabartma yazı alt yapısı olan öğrencilerimiz bir aylık bir süre zarfında Kur'an-ı Kerime geçmekte. Kabartma altyapısı olmayanlara biz sıfırdan önce kabartmayı sonra harfleri öğretiyoruz. Biraz zaman alıyor ama alt yapısı olanlar çok çabuk bir şekilde ilerliyor. Gören insanlarla kıyasladığımız zaman bu kardeşlerimizin hiçbir farkı yok. Hatta şunu da diyebilirim; bazen daha da başarılı olabiliyorlar." ifadelerini kullandı.

"Yer ve servis gibi ihtiyaçlarımız var"

Kursa katılan görme engellilerin mutluluklarının yüzlerine yansıdığını dile getiren Söyler, "Tabi daha önce bu tarz bir kursla hiçbir şekilde karşı karşıya kalmadıkları için öncelikle onlar böyle bir kursun açılacağını duyunca aşırı bir sevinç yaşadılar. Başkanlığımız bu noktada ciddi anlamda bir atılım içerisine girdi. Öğrencilerimiz bu noktada çok başarılı ve mutlulukları yüzlerine vuruyor. Diyarbakır, yüzde 10 gibi bir engelli potansiyeli olan il. Şu anda bizim ilçelerimizde öğrencilerimiz var. Talep var ama bu talebi karşılamak için yer imkânı ve servis imkânı olsun, bu tarz şeylere bizim ciddi anlamda ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.

Engellilerin Kur'an-ı Kerim'i öğrenmesi noktasında projelerinin olduğunu ifade eden Söyler, sözlerine şöyle devam etti:

"Bayan görme engelli öğrencilerimiz vardı. Servis sıkıntısı nedeniyle bu kursa ara verdik. İkinci, dönem itibariyle bayan görme engelli öğrencilerimize yönelik tekrar derslerimiz başlayacak. İşitme engelliler noktasında yeni bir faaliyet içerisindeyiz, yeni bir proje içerisindeyiz. İkinci dönemde işitme engelli öğrenciler de bu noktada derslerini devam ettirecekler. Bizlere talep olduğu halde nerede olursa olsun biz onları alıp, kurs alanımıza getirip dersimizi veriyoruz. İlçelerden ise projemiz kapsamında bizim gönüllü hocalarımıza vereceğimiz görme engelliler için Braille kursu açacağız. İşitme engelliler için de işaret dili kursu açıp bu hizmeti Diyarbakır merkezden ziyade bütünü kapsayacak şekilde devam ettireceğiz."

"Başaramayacağınız, atlatamayacağınız hiçbir engel yoktur"

Kur'an-ı Kerim okumanın çok güzel olduğunu dile getiren Baran Yıldırım (13) adlı görme engelli kursiyer ise 5 yıl Muş'ta da okuduğunu belirterek, "Diyarbakır'a geldik, burada görme engelliler okulunda okudum. Daha sonra Musa Salim Söyler Hoca ile tanıştım, bana çok faydası oldu. Engelli olmayanlar Kur'an okusunlar. Kur'an-ı Kerim çok güzel bir kitap ve herkese okumalarını tavsiye ediyorum. Bazılarımız engellidir. Kimisi görme engelli, kimisi işitme engelli, kimisi zihinsel engelli ve kimisi de bedensel engellidir. Bedensel engelliler, tekerlekli sandalyeye muhtaçlar ancak etrafındaki insanları gördüklerinde 'neden' diye soruyorlar. İşitme engelliler, bir markete girdiklerinde kendilerini ifade edemiyorlar. Çünkü konuşamıyorlar, duyamıyorlar. Kendilerine 'neden' diye soruyorlar. Zihinsel engelliler, sokaktaki çoğu insan tarafından alaya alınıyor. 'Deli' denir kendilerine, üzülürler. Görme engelliler, bazen sokakta yürürken, sağa sola çarpar. Başka vatandaşların kendilerine acıdığını zannederler. Tüm engellilere sesleniyorum; Sabırlı olun, azimli olun, kararlı olun; başaramayacağınız, atlatamayacağınız hiçbir engel yoktur." dedi.

İki yıldır Kur'an-ı Kerim kursunda eğitim alan Selman Karakaş (40) da Kur'an-ı Kerim'i okumanın, anlamanın ve yaşamanın çok önemli olduğunu söyledi.

"Engelli olmayıp Kur'an-ı Kerim'i bilmeyenlerin bizleri örnek almalarını temenni ediyoruz"

Kur'an-ı Kerim'i okuma sevincinin tarif edilmeyeceğini dile getiren Karakaş, "Yaklaşık 2 yıldır, Kur'an-ı Kerim kursunda eğitim alıyoruz. Hocamız yanlışlarımızı düzeltme noktasında bize yardımcı oluyor. Kazandığımız çok şey var. Kazandığımız en önemli şey, manevi boyutu noktasıdır. Kur'an-ı Kerim-i okumak, anlamak ve yaşamak, bunlar çok önemli hususlardır. Duygularımız tarif edilemez. Kur'an-ı Kerim-i okumak dünya ve ahirette en büyük mutluluktur. Bundan büyük bir mutluluk ve bundan büyük bir gurur olamaz. Diyanet İşleri Başkanına ve Musa Salim Söyler Hocamıza bu noktada minnettarız. Göz insanın dünyevi meselelere insanı yaklaştırır. Dünyayı pek görmediğimiz için biz çok daha avantajlıyız. Engelli olmayıp Kur'an-ı Kerim'i bilmeyenlerin bizleri örnek almalarını temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"İnsan kendini boşlukta hissettiği zaman Kur'an-ı Kerim okuduğunda ferahlıyor"

Hafızlığa çalıştığını belirten Kadir Tek (17) ise kendini şu sözlerle ifade etti:

"Kur'an-ı Kerim'i tecvitli bir şekilde okuyorum. Şimdi de hafızlık üzerinde çalışıyorum. İnsan Kur'an'ı okuduğu zaman bambaşka şekle giriyor, çok heyecanlanıyor, ferahlıyor. İnsan kendini boşlukta hissettiği zaman Kur'an-ı Kerim okuduğunda ferahlıyor. 'Bir görenin yapamadığını görme engelli yapıyor' deniliyor ama bir gören yaptığı zaman görme engelliden daha güzel yapıyor. Yeter ki azimli olunsun. Ben azmin her şeyi getireceğine inanıyorum."

Bir başka görme engelli Mehmet Yüksel (18) de Kur'an-ı Kerim'i okudukça heyecanlandığını ifade ederek, "Daha önceleri Kur'an-ı Kerim okuyamazdım. Okuyanları gördüğüm vakit heyecanlanır ve okumak isterdim. Kur'an-Kerim kursu açıldığını duyunca buraya geldim. Kur'an-ı Kerim'e başladığım vakit çok mutlu oldum. Kur'an-ı Kerim'i okudukça heyecanlanıyorum daha da okuma isteği geliyor bana. Kursa ilk geldiğimde sadece ezber yapardım. Biz kabartma yazıyı parmaklarla hissedip okuduğumuz halde diğer insanlar görerek okumadığı için ben onların adına çok üzülüyorum. İnşallah onlar da Kur'an-ı Kerim okurlar." dedi.

Editör: Haber Merkezi