Pandemiyle birlikte insanların hayatına hızlı bir şekilde giren internet, özellikle gençleri ve çocukları esir almış durumda. Son zamanlarda büyük bir bağımlılık haline gelen, kişileri etkisi altına alan bilinçsiz sosyal medya kullanımı ise ciddi tehlikeleri de beraberinde getiriyor.

Çağın en büyük teknolojik sorununun sanal bağımlılık olduğunu ifade eden uzmanlar, bu tehlikeye karşı aileleri uyarıyor.

Batman Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Psikolog Yasir Atalay, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, bilinçsiz internet ve sosyal medya kullanımının oluşturduğu tehlikeye dikkat çekti.

Günümüzde dijital okuryazarlığının büyük önem arz ettiğini belirten Psikolog Atalay, ebeveynlere bu konuda önemli görevlerin düştüğünü söyledi.

Sosyal medyanın aileler arası ilişkileri de bozduğunu vurgulayan Atalay, bu durumun çocuklar üzerinde büyük bir olumsuz oluşturduğuna işaret etti.

Son yılların en büyük sorunlarından birinin ise kişilerin internette devamlı bir hastalığının olduğunu düşünerek kendisiyle ilgili herhangi bir hastalık araması olduğunu ifade eden Atalay, bunun ciddi bir problem olduğunu kaydetti.

“Ebeveynlerin rolü önemli”

Önemli bir tehlike ile karşı karşıya olduklarının altını çizen Atalay, “Sosyal medyanın özellikle pandemiden dolayı kullanım oranı çok artmaya başladı ama her ne kadar eğitim amaçlı ya da diğer durumlar için kullanmış olsak da aslında beraberinde tehlikeyi de getirdi. Yani yoğun kullanım bilinçsiz kullanımını da beraberinde getirdi. Buradaki temel ölçüt ebeveynlerin gerçekten ciddi şekilde dijital okuryazarlık seviyesine sahip olması, kendini eğitmesidir. Ebeveynler bu konuda ne kadar yetkin olurlarsa en azından kullanımı açısından da daha bilinçli olur.” dedi.

“Tehlikeli kullanım gerileme yapar”

İnternetin oluşturduğu riskin en aza indirilmesi gerektiğini belirten Atalay, “Sosyal medyayı bilinçli kullanmak beraberinde ilerleme getirirken, tehlikeli kullanımı da beraberinde gerileme meydana getiriyor. Bu riski bilmek lazım ve bundan dolayı ebeveynlerin günün yarım saatini çocuklarla beraber karşılıklı etkileşimin olduğu, telefonların bir kenara bırakıldığı, ekranların kapatıldığı bir ortam yaratması çok değerli olur.” diye konuştu.

“Sosyal medya bilgi kirliliğiyle dolu”

Sosyal medyada kaynağı belli olmayan bir sürü bilgilerin ortaya atıldığını söyleyen Atalay, konuşmasın şöyle devam etti:

“Bu açıdan dikkat etmek lazım. Aynı zamanda Siberkondria (Sağlıkla ilişkili aşırı internet kullanımı) diye bir kavram var. İnsanların kendiyle ilgili ruhsal bir rahatsızlığı gidip internetten araştırması durumu var. Bunları internetten araştırma yerine sağlık kuruluşlarından destek almaları çok daha yerinde olur. Çünkü sosyal medya bilgi kirliliğiyle çok dolu olan bir platformdur. İyi bilgi süzgeciniz olmadığı için siz tehlikelerle karşı karşıyasınız. Dijital okuryazarlıkta iyi olduğunuz zaman bu konuda sağlıklı araştırma yapabiliyorsunuz. Tehlikelerden korunmak için sürekli kendimizi eğitmemiz gerekiyor.”

“Bu durum çocuklarda problemin yaşanmasına neden olur”

Sosyal medyanın artık yavaş yavaş aileler arası ilişkileri de bozmaya başladığına dikkat çeken Atalay, “Siz bir misafirliğe bile gittiğiniz zaman artık ebeveynler çocuklarına tahammül edemeyip hemen telefon ya da tablet vermeye başlıyorlar. Bu da çocuklar arasındaki etkileşimi bozmaya başlıyor. Bu da beraberinde çocuklarda problemin yaşanmasına neden olur. Artık yavaş yavaş ailelerin misafirliğe gitmemeyi, sürekli ekran kullanımı, sosyal medya kullanımını doğuruyor. Bu durum aynı zamanda çocukların dili üzerinde de büyük bir olumsuzluk yaratmaya başlıyor. Bu açıdan dikkatli olmak lazım. Tehlikenin farkında olmasak daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz.” diye konuştu.

“Kullanacağımız sözcükleri iyi seçmeliyiz”

Sosyal medyada adap ve üsluba azami ölçüde dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Atalay şunları söyledi:

“Yüz yüze olduğumuz zaman insanlarla olan ilişkilerimizde kullanacağımız kelimeleri daha çok seçerek konuşuyoruz. Ama sosyal medyada bireyler ötekini düşünmeden hakaretvari ya da başka şeyler olsun her ağzına geleni söylüyor. Kullanacağımız kelimelerde karşı tarafı da düşünmemiz gerekiyor. Kullanacağımız sözcükleri, kelimeleri iyi seçmemiz gerekiyor. Git gide böyle bir iletişim ağı oluştu ve bu iletişim ağını doğru kullanmalıyız. Sosyal medyayı kullandığımız zaman bile sanki karşı tarafla yan yanaymışız gibi adap ve üslubumuza dikkat etmeliyiz.”

“Mahremiyetinin bütün alanlarını paylaşmak çok tehlikeli”

Aynı zamanda sosyal medyada da mahremiyete dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Atalay, “İnsanlar sosyal medyada her anını paylaşıyorlar ama huzursuzluk anlarını paylaşmazlar. Hatta son zamanlarda öyle bir seviyeye geldik ki bir taziye alanını paylaşır hale geldik. Mahremiyetinin bütün alanlarını paylaşmak çok tehlikelidir. Size ait özel alanlarınız olmalıdır. Sürekli yemek fotoğraflarının paylaşımı ne kadar doğru? Sürekli çocuğunuzun özel anlarını paylaşmak ne kadar doğru? Tabi ki kişi ötekiler tarafından hissedilmek ister ama bu hissedilme şekli her anını paylaşmak değil. Bütün özel alanlarınızı paylaştığınız zaman ciddi anlamda çok tehlikeli bir durum ortaya çıkıyor. Hatta insanlar sizi tanımadan sizin bütün özelinizi öğrenmeye başlıyorlar.” ifadelerini kullandı.

“İnternet kontrollü şekilde kullanılmalıdır”

Çocuklarda internet kullanımının sınırlandırılması gerektiğine işaret eden Atalay, ailelere şu tavsiyelerde bulundu:

“Kesinlikle 18 yaşından önce çocukların ekrandan uzak durması gerekiyor. Ne olursa olsun ebeveynlerin bu konuda ekranı yeme aracı, sakinleştirme aracı olarak kesinlikle kullanmamaları gerekiyor. 18-24 ay arasında ise ebeveyn kontrolünde içeriğin kaliteli olduğu görseller izletilebilir. 24 ay ve 5 yaş arasında bir saati geçmeyecek şekilde ebeveynler çocuklarıyla beraber bir şeyler izleyebilirler. Ebeveynler çocuklarının seyrettiği içeriklerden haberdar olmasalar tehlikeli sitelerle karşı karşıya kalınabiliyor. Buna dikkat etmek lazım. Belli kısıtlamalar getirilerek internet kontrollü şekilde kullanılmalıdır. Çocuklarımıza toplumsal, ahlaki değerleri öğretmek lazım. İnterneti yerli yerinde kullanmak gerekir. Bunu da ortak kullanım alanında kullanmak gerekir.

Editör: Haber Merkezi