Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Dizdar, son günlerde kanserojen madde içerdiği iddiasıyla gündeme gelen palm yağı tartışmalarına ilişkin katıldığı dün özel bir TV programında açıklamalarda bulundu. Dizdar, yaşanan tartışmaların daha çok bir operasyon görüntüsü verdiğine dikkat çekti.

Normal koşullar altında bir ürünün lezzetini sağlayan maddenin ya olduğunu söyleyen Dizdar, “Dünyada bir yağ pazarı var.  Bu yağları niçin kullanıyoruz. Ürünün albenisini sağlıyor. Normal koşullar altında bir ürünün lezzetini veren yağdır. Ama siz yağı başka amaçlarla da koyarsınız. Siz yağı ürüne öyle bir formülize edersiniz ki sizin adınıza bir ürün ortaya çıkmış olur. Palm yağı bunların içerisinde palmiyeden elde edildiği bilinen ama sınıf olarak bizim tükettiğimiz yağlardan çokta farkı olmayan bir ağacın ürünü." dedi.

Dizdar, "Palm yağıya ilgili besleyiciliği de dahil benim gördüğüm tek sorun var. Onunda dünyada önünü almaya çalışıyorlar. Oda ekim alanlarının büyümesi için ormanların ortadan kaldırılması. Bu nedenle ticaretini de yapanlar dahil olmak üzere üretimini sürdürülebilir hale getirmek gibi bir çaba var." diye belirtti.

"Bu kadar uzun süre rafta olan bir ürün diğer rakiplerine açık ara bir fark oluşturmuş"

Palm yağının zararlı olmadığını vurgulayan Dizdar, "Yetiştiği coğrafyada da tüketiliyor. Bahsedilen çikolatalı, fındıklı ürüne baktığımızda ise 50 yıllık geçmişi var. Bu kadar uzun süre rafta olan bir ürün diğer rakiplerine açık ara bir fark oluşturmuş.  Bugün kime sorsam yiyor, o kategoriyi bu tanımlıyor. Ürünün hammadde girdileri başından beri değişmemiştir." ifadelerini kullandı.

"Daha çok bir operasyon görüntüsü veriyor"

Dizdar şöyle konuştu: "Bugüne kadar yapılmış çalışmalar kanser yapar gibi net bir sonuç ortaya koymuyor. İşlemden geçtiği sırada bir kimyasal madde çıktığı belirtiliyor. Bunun da bulunduğu iddia edilmiş. Bu daha çok bir operasyon görüntüsü veriyor. Bugün bu 44 milyar dolarlık bir piyasa. Tabi ki birileri zengin olacak. Siz bunlarda bir kısmına kanoleye çevirebilirsiniz, bağımlılığınız azaltacaktır. Bir  kısmını ay çiçeği yağına çevirebilirsiniz. Burada çirkin olan şu bir tek marka üzerinden bunu yaptılar. Yani deselerdi ki bu tür yağların kullanıldığı genellemeye gitseydi o zaman derdim ki; evet bu dikkat değer bir şeydir. Arkasından okuduğunuz zaman şunu görüyorsunuz. Belli bir işlem derecesi 250 diyorlar. 250 derecenin üzerinde çıkan maddeyi fareye veriyor hesapta, sonrasında kendi aralarında bir konsey toplanıp, yapar mı yapmaz mı diye sorup 'hadi yapsın' diyor. EFSA denen grup, güvenilirliği kesinlikle sorgulanır, sadece palm yağının de içinde geçtiği bir rapor sunuyor, bir yaptırım da getirmiyor. EFSA çalışması palm yağı ile ilgili, burada konuşulan bir marka ürünü içinde farklı şeyler de var. Farelerle yapılan çalışmalar aslında iyi bilgi vermezler. Ben bunu sabahları çocuklarıma vermem diyenlere doğru bir şey yapmadıklarını söyleyebilirim." (İLKHA)

Editör: Haber Merkezi