Kötü bir evlat, anne ve babanın hayatına zindan edebilir, iyi bir evlat ise tam tersi anne ve baba için mutluluk ve esin kaynağıdır. Aileyi bir gül bahçesine çevirir.

    Toplumsal hastalıklarımızın temelinde iyi yetişmemiş ahlaki ve imani değerlerimiziden uzak yetişen bireylerin varlığından kaynaklanmıyor mu?

Hırsız, gaspçı , katil, terorist, madde bağımlısı, rüşvetçi, dolandırıcı merhametsiz, anne babasını sokak köşelerine terk eden insanlar uzaydan gelmedi. Bunlar bizim evlatlarımız. Biz sadece onları dünyaya getirmekle yiyecek ve giyeceğini temin etmekle görevimizi bitirmiş sayılmayız.

            Okuyucu şunu merak edebilir? Çocuk eğitimi neden bu kadar önemli diye? Kendimce cevabı basit görece(kişnin bakış açısına göre) bir o kadar da karmaşıktır.

        Basittir çünkü toplum olarak herkes olmasa bile çoğunluğumuz çocuğumuzun gelecek kaygısını(iyi para kazanma, mevki sahibi olma, görece itibar sahibi olma v.b.) taşıdığımız kadar iyi ve Salih bir insan olma noktasında endişe duymamaktayız.

         Karmaşıktır. Çünkü çocuklarımız için doğru olan nedir? Sorusunu doğru cevaplayamamaktayız.

        En büyük ve en doğru referans olarak kabul ettiğimiz Kuran Hz İbrahimin dilinden şöyle der: Ey Rabbim! Bana sâlihlerden (bir oğul) ihsan et!” (Sâffât, /100)peygamber efendimiz (S.A.V) terbiye ve güzel ahlak konusunda şöyle buyurmaktadır.

Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz."205

Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın..."207

     Akıllı tüccar kazanabileceği işlere yatırım yapar .  Çocuğumuzundan daha değerli yatırm olmayacağına göre kazanmak istiyorsak yatırımımızı bize emanet edilen çocuklarımıza yapmaktan daha karlı bir iş yoktur. Onların dünya ve ahiret mutluluğu için ebeveyn olarak en büyük mirasın onları güzel ahlak üzere terbiye etmek olduğunu hayatın akışı içerisinde daha iyi anlaşılmaktadır.

        Atom bombasını ve kimyasal silahları bulan bilim adamları çok iyi eğitimden geçmiş insanlardır. Ancak evrensel insani değerlerden yoksun ahirete ve Allaha iman etmediklerinden dolayı birer canavara dönüştüklerini unutmayalım.

    O halde ölçü çocuğumuzun doktor, mühendis, zengin bir tüccar olmasından ziyade ahlakı, vicdanlı, adaletli etik değerleri benimsemiş, doktor, mühendis, öğretmen olmasıdır.  Onların başı dik alnı açık,  üstün insani ve ahlaki değerlere sahip insanlara faydalı Rabbini tanıyan peygamberini rol model alan bireyler olması için eğitmeliyiz.

    Çocuklarımızı dışlamayalım, onlara sevgimizi verelim. Okuldaki başarıyı esas almayalım. Eksik veya kusurlu yönlerini yüzlerine vurmayalım. Başarısız ve işe yaramaz çocuk yoktur. Allah her insana ilgi ve kabiliyetine göre bir yetenek vermiştir. Bize düşen o yetenekleri keşfetmek ve hangi konumda olursa olsunlar doğru yaşama üzerine yetişmeleri için çaba göstermektir. Hz. Mevlana Ne güzel söylemiş;

Ey yiğit! Yazgıya bahane bulma,
Yükleme kendi suçunu başkasına.
Suçunu gör, dönüp de etrafında kendinin.
Kendindendir, gölgeden değil çektiklerin.
Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?
Ne ektin de ektiğini biçmedin?
Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar.
Çocuğun gibi sonra gelip eteğinden tutar.
"Mevlana"

   Selam e dua ile…                                                               Medeni GÜNER

                                                                                                          Eğitimci