İSTANBUL - Mustazaflar Hareketi`nin kurucu üyelerinden Mehmet Bahattin Temel ve Sait Şahin Mustazaflar Hareketi`nin çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
 
Doğruhaber Gazetesine bir ziyaret gerçekleştiren Mustazaflar Hareketi`nin kurucu üyelerinden M. Bahattin, "Eylül veya Ekim ayında İçişleri Bakanlığına dilekçemizi verip siyasi partimizi kuracağız" dedi.
 
"Siyaset Hizmet Aracıdır"
Gittikleri yerlerde ve yaptıkları istişare toplantılarında Mustazaflar Hareketi`nin yol haritası ile ilgili fikir alışverişlerinde bulunduklarını belirten Mustazaflar Hareketi`nin kurucu üyelerinden Sait Şahin, günümüzde hem Türkiye`de hem dünyada bir değişim ve dönüşümün söz konusu olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Türkiye`de şartlar değişti. Müslümanlara da bu şartların değişmesiyle oluşan şartları İslam`ın hizmeti için kullanma zorunluluğu doğuyor. Siyasette bu araçlardan bir tanesidir. Amaçta İslam`ın Müslümanlara yüklediği bir vazifeyi yerine getirmek yeryüzünden ıslahiyeti ve adaleti sağlamaktır. Yeryüzünde adaleti tesis etmenin bir yolu da idareyi elinde bulundurmaktır. Gücü ellerinde bulunduranlar adaleti tesis edebilirler. Hz. Ebubekir`in ifadesiyle "Silah korkakta, para cimride, idare zayıfta olursa işler bozulur" diyor. Müslümanların yeryüzünde yaşadığı zulümlerin temeline baktığımız zaman gücün dağılmasından kaynaklanıyor"
 
"Siyasetten Uzak Durma Lüksümüz Yoktur"
Siyasetin bu gün toplumların idaresinde bir güç unsuru olduğunu ve Müslümanların bundan uzak durma lüksünün olamayacağını söyleyen Şahin, "Müslümanları buradan uzak tutacak mahiyetinde ki düşüncelerde aslında küfre hizmet etme mahiyetinden başka bir şey değildir. Niye? Çünkü `Müslümanlar idareden uzak olsun, Müslümanlar hep idare edilen olsun, Müslümanlar hakimiyet pozisyonunda olmasın, Müslümanlar hep mahkum pozisyonunda olsun. Müslümanlar mahkum pozisyonunda olmak suretiyle hep şekillenen olsun şekillendiren olsun istemiyorlar`
Bizlerde kendi içimizde ve birçok yerde bunun müzakerelerini yaptık fikir alışverişlerinde bulunduk. Bölgemizde Türkiye`nin ve dünyanın üzerinde hesapları var. İç ve dış aktörlerin çok ciddi planları var. Yaşanan değişiklerle ilgili bir hazırlığımız olmazsa bu süreç Müslümanları cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşanan hadiseleri yaşatacak süreçlere dönüşebilir" şeklinde konuştu.
 
"Tarih İyi Bir Şekilde Tahlil Edilmeli"
Toplumu yöneten idarecilerin adil olması durumunda o toplumun düzeleceğini söyleyen Şahin, "Bir hadiste Efendimiz (s.a.v) `Ümmetimde iki sınıf insan vardır bunlar düzelirse toplum düzelir, bunlar bozulursa toplumda bozulur. Bunlarda idareciler ve âlimlerdir` diye buyuruyor. Cumhuriyet tarihi bunu çok açık bir şekilde bize gösteriyor. Bu toplumun yaşadığı bir süreç var. Bu süreç çok iyi tahlil edilmeli. Zalim ve müfsit idarecilerin toplumu dinlerinde uzaklaştırmak için, alimlerini zindanlara doldurduğu, Kur`an`ı yasakladığı, camileri ahırlara çevrildiği bir idarecilik fonksiyonu gördük. Toplumsal ıslahiyet konusunda bu kadar etkili olan idarecilikten Müslümanlar uzak duramaz.
İslam tarihinde de bunun örneğini bize Ömer Bin Abdulaziz gösteriyor. Ömer Bin Abdulaziz idare aracını kullanarak adaleti tesis ediyor. Bizim bir vazifemizde adaleti sağlamaktır. Adaletin yolu idaredir, idarenin yolu güçtür, gücünde sağladığı araçlar değişebilir. Bu araçlardan bir tanesi siyaset ise, bu siyaseti nüfuza dönüştürmek ve güce dönüştürmek Müslümanların görevlerinden bir tanesidir" diye konuştu.
 
"Yıllarca Müslümanları Uyuttular"
Müslümanların siyasete girmesini engelleyenlerin, siyaset sahnesinde yer alıp ellerindeki gücü kullanarak siyaseti Müslümanlar üzerinde bir baskı aracı haline getirdiklerini ifade eden Mustazaflar Hareketi`nin kurucu üyelerinden Mehmet Bahattin Temel, "Biz bu güne kadar siyasi algımızı muhafaza edip hep siyasi bir duruş sergiledik. Biz siyasetten kopuk yaşamadık. İslam`ın kendisi siyasi bir yönetimdir, siyasi bir nizamdır. Peygamberimiz Hira`dan vefat edinceye kadar tamamen siyasi bir tablo sergilemiş ve onu da bize miras olarak bırakmıştır. İslam`ın siyasete uzak oluşu, duruşu ve durdurulması kesinlikle başkalarının oyunu olmuştur. Yıllarca bizi uyuşturmak suretiyle `dünya boştur, fanidir, öleceksiniz` denilerek adeta Müslümanlar hiçbir şeye karışmasın kendisini ölüme hazırlasın suya sabuna dokunmasın söylemleriyle babalarımız ikna edildi. Bizleri de ikna etmeye çalıştılar. Hala bu konuda ikna olmuş ve köşesine çekilmiş milyonlarca Müslüman var. Bizi bu şekilde uyutmak suretiyle malı alıp götüren de başımıza çöreklenen de emperyalistler, zalimler ve diktatörler olmuştur. Bu şekilde idare sahnesinde hep onlar var olup bizi idare etmeye çalışmışlardır" dedi.
 
"Kur`an ve Sünnet Çizgisinden Ayrılmayacağız"
"Yaşadığımız süreç ve şartlardan dolayı bu adımı atmamız gecikti" diyen Temel, "Şuanda oluşan güçlü irade ve yaşanmış tecrübe bizi bu noktaya getirdi. Gecikmiş olsak bile yola koyulduk. Bizim açımızdan çok ciddi bir boşluğu olan bu alanı doldurmakla davetçiler olarak ta kendimizi mükellef olarak görüyoruz. Biz ne pahasına olursa olsun İslam`dan ödün vermeyeceğiz. Kur`an ve sünnet çizgisinden ayrılmayacağız. Kimse bizi bu yoldan ayıramaz" şeklinde konuştu.
 
"Yerel Seçimlere Bağımsız Olarak Girebiliriz"
Önemli bir misyon yüklendiklerini belirten Temel, "Biz siyaseti dinin hizmetine sokarak İslam`a hizmet etmek istiyoruz. Eylül veya Ekim ayında İçişlerine Bakanlığına dilekçemizi verip siyasi parti kurma çalışmalarımızı tamamlayacağız. Yerel seçimlere 15 aylık bir zaman kaldı. İl ve ilçelerde örgütlenmemizi tamamlayacağız. Parti olarak yerel seçimlere yetişmesek bile bağımsız olarak bazı yerlerde aday gösterip seçime gireceğiz" diye konuştu.
(Abdusselam Güneş-İLKHA)
Editör: Haber Merkezi