Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana yeminden sonra ilk kez çıktığı Meclis kürsüsünde milletvekilleri arasındaki sataşma ve polemikleri eleştirdi. Zana, konuşma süresinin bitmesi üzerine kendisini uyaran Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'ya, "Sayın Başkan, çok doluyum, 20 yıllık birikim var" diye seslendi.

Bağımsız Milletvekili Zana, MİT mensuplarının soruşturulmasını Başbakan'ın iznine bağlayan kanun teklifinin görüşmelerinde şahsı adına söz aldı.

"Halklarımızın değerli vekilleri" diye söze başlayan Zana, 5 aydır parti ayırmaksızın tek tek vekillerin üsluplarını izlediğini, Sovyetler dönemindeki soğuk savaş döneminin dilini gördüğünü söyledi. Her kalkanın diğerini tehdit ettiğini, her görüş bildirenin korkudan bahsettiğini, birilerini kovup cezaevine tıkmaya çalıştığını belirterek, "Bu ülkede bunları zaten yaşadık. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yaşadık. Tek dil, tek din, tek ırk, teklik üzerine kurulan bu sistem toplumu bu hale getirdi. Korkulardan bahsedilirken Aziz Nesin aklıma geldi. 'Korkudan korkmak' diye bir kitap var. Bütün vekillerin bunu alıp okumasını öneriyorum" dedi.

"Kendi korkularımızı yaratıyoruz sonra bu korkulardan korkmaya başlıyoruz" diyen Zana, şöyle devam etti:

"Tanrının işi, tarihin cilvesine bakın ki; dünün toplumu, Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, sağı-solu ile MİT gibi kurumsal alanın gazabından kendini muhafaza etmek için olağanüstü çabaya giriyordu. Korkularından bazı geceler gece elbiselerini çıkartmadan yatıyorlardı. Tarihe bakalım ki şimdi MİT kendini kurtarmak için özel yasa çıkartma ihtiyacı duyuyor. Yarın başkaları bunu yapacak. Bu ülke ne çektiyse özellerden tüzellerden çekti."

AKP'nin ilk döneminin takdire şayan bir dönem olduğunu, ancak ikinci dönem duraksarken toplumun da duraksayacağını gördüğü için bu sancıların yaşandığını ileri süren Zana, Kürt sorunu olmasa neyin konuşulacağını sordu. 10 saattir bütün enerji ve polemiklerin bu konu üzerine yapıldığını söyleyen Zana, "Bu topluma, hepimizin geleceğine yazık. Hadi kendimizi tükettik. Gelecek nesillere toplumsal vicdani sorumluklarımızın gereğini yapalım. Bu kadar kişisel sataşmaya bu ortamı bu zemini kullanmaya hangimizin hakkı var. Bu ülkeye bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok. Ne Bdp'nin ne AK Parti'nin, ne MHP ne de CHP'nin hakkı var." dedi.

"Güneşi zapt edemeyeceğimiz gibi karanlıkları da avuçlarımızın içinde tutamayız. Bir ışık sızıntısı mutlaka olur" diyen Zana, bu nedenle geleceği karanlıklar üzerine kurulmamasını istedi. Zana, "Tam tersine özel tüzel olan ne varsa kaldıralım ve toplumun önünü açalım" derken Meclis Başkanvekili Mumcu, "Lütfen sözlerinizi tamamlayınız" diye uyardı.

Mumcu'ya dönen Zana, "Sayın Başkan, çok doluyum 20 yıllık birikim var" diyerek sözlerine bir süre daha devam etti. Zana şunları söyledi:

"İktidara sesleniyorum tarihe geçmek değil tarihi yazmakla karşı karşıyasınız. Bu ülkenin vatandaşı, bir Kürt olarak, ezilen bir taraf olarak içsel çekişmelerin ülkenin önünü kapatması taraftarı değilim. Devlet kapışmayı bir tarafa bırakmalı. Kürt sorunu siyasetler üstü sorundur. Bu sorunu çözmeli, bütün tarafları davet etmeli. Bir konsensus, bir proje ile bu soruna yaklaşılmalı" dedi.

 

Editör: Haber Merkezi