Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, uzun süre tutuklu yargılandıktan sonra beraat eden sanıkların kazandığı tazminatların, tutuklama kararı veren hakimlerden tahsil edilmesi için harekete geçti.

Son bir yılda yaklaşık 2 milyon lira tazminat ödenmesi üzerine adım atan HSYK, tazminat alan sanıkların yargılandıkları mahkemelere yazı yazarak tüm karar örneklerinin gönderilmesini istedi. HSYK, kesin delil elde edilmeden 'keyfi' tutuklandığına kanaat getirdikleri sanıkların kazandığı tazminatları hakim ve savcıların maaşlarından kesecek. Bu kapsamda son bir ayda, Diyarbakır'daki mahkemelerden yaklaşık 100 beraat dosyası kurula gönderildi. Güneydoğu'da özellikle olağanüstü hal uygulamasının yürürlükte olduğu 1990'lı yıllarda, kapatılan Diyarbakır DGM'lerinde, soyut iddialarla, sadece polis ve jandarma fezlekelerine dayanılarak tutuklanan yüzlerce kişi, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni TCK'nın ardından maddi ve manevi tazminat davaları açtı. Mağdurlar, açık kimliklerinin ifşa edilmesi sebebiyle, 'suçlu ilan edildiklerini', kamuoyunda "terörist" damgası yediklerini belirterek tazminat talep etti. Çeşitli adli ve terör suçlarından tutuklanarak uzun süre yargılandıktan sonra haklarında beraat kararı verilen kişilerin, ağır ceza mahkemelerinde görülen davaların çoğu Yargıtay'ca onanlandı. Tazminat kazanan davacılar, paralarını tahsil etmek üzere icra yoluna gitti. Son bir yıl içinde yaklaşık 2 milyon lira tazminat ödemek zorunda kalan Hazine, haksız tutuklamayı yapan hâkimler ile somut bir delil elde edilemeden haksız gözaltı emri verip daha sonra hakkında takipsizlik kararı verilen kişilerin uzun süre gözaltında kalmasına neden olan savcılardan paranın tahsil edilmesi için harekete geçti. Hazine HSYK'ya başvurarak, davalarla ilgili tespit istedi. HSYK, yapacağı inceleme ve değerlendirme, kusur tespit ettiği dosyaları Hazine'ye bildirecek. Hazine de devletin kasasından çıkan bu paraların haksız tutuklama ve haksız gözaltı emri veren hâkim ve savcılardan tahsil edilmesi için işlem başlatacak.

HAZİNE'DEN 2 MİLYON TL ÇIKTI
Devletten tazminat kazanan kişilerin listesini alan HSYK, bu kişilerin yargılandıkları Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'ne yazı yazarak adı geçen kişilerin gözaltı kararı, polis, savcılık ve hâkimlikteki sorgu ifadeleri, iddianame ve beraat ettiklerine dair gerekçeli kararların birer onaylı örneklerinin ivedilikle gönderilmesini istedi. Kurul, bu kararları inceledikten sonra dosya içinde hiçbir somut, inandırıcı, şüpheden uzak, kesin delil elde edilmeyen, keyfi yöntemlerle tutuklandığına kanaat getirdikleri kişilerin kazandığı tazminatları tutuklama kararını veya gözaltı emrini veren hakim ve savcıların maaşlarından kesecek.

ANAYASA'DA DAYANAĞI VAR
 Mehmet Emin Aktar (Diyarbakır Barosu Başkanı):
HSYK'nın kişiye ödenen tazminatı hâkimlerden rücu etme yoluna gitmesi iki türlü tehlikede yaratabilir. Birincisi hâkimler beraat kararı yerine mahkûmiyet kararı vermeye yönelebilirler. İkincisi kendini baskı altında hisseden bir hâkim, tutuklama yoluna da gitmeyerek kişilerin kaçmasına veya delillerin karartılmasına da yol açabilir. Bu nedenle en etkili yöntem tutuklama kurumunun yeniden gözden geçirilmesidir.
 Avukat Tahir Elçi (Ceza hukukçusu):
Anayasada kamunun zararına yol açan personele rücu diye bir düzenleme var. 'Haksız, gereksiz ve uzun tutuklamadan dolayı mağdur edilen kişilerin, kamu aleyhine açtığı tazminat davasıyla hazinenin zararına yol açan ilgili hâkimden bu tazminat rücu edilir' diye düzenleme var. Bu nedenle HSYK'nın çalışması normal.

Sabah

Editör: Haber Merkezi