Mustazaflar ile Dayanışma Derneği Diyarbakır Şubesi saat 18.00'de "Hz Hüseyin'i ve Kerbela'yı Anma" adlı bir etkinlik gerçekleştirdi. Kaplan Düğün Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğe binlerce vatandaş katıldı.
'Kerbela, En İyilerimizi Feda Etmenin Örneğidir'
Açılış konuşmasında Hz. Hüseyin'in ümmet için bir şiar olduğunu belirten Fırat Taşçigil, "Hz. Hüseyin'in gerek Kerbela öncesi hayatı, gerekse Kerbela'da başına gelenler ümmet için, biz Müslümanlar için birçok ders alınacak olay vardır. Allah'ın dini uğruna, Allah'ın dininin hâkimiyeti uğruna, Resullullah'ın (sav) sünnetinin ihya edilmesinin uğruna gerektiğinde en iyilerimizi feda etmenin en güzel örneğidir Kerbela. İşte bizler de aşureye yaklaşırken yani 10 Muharrem'e yaklaşırken böyle bir programı tertipledik."dedi.
'Çağımızın Yezitleri, Saidlerimizin Kabrini Yok Edenlerdir'
Etkinlik konuşmasını gerçekleştiren Şefik Temel, Hz. Hüseyin'in ümmetinin yolunu aydınlatan bir meşale olduğunu kaydederek, "Kâinat var oldukça, dünya var oldukça Hz. Hüseyin anılacak ve müminlerin, muhavitlerin, mücahitlerin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Onlar Hz. Hüseyin'i şehit etmekle, yok edeceklerini sanıyorlardı. Ama onlardan bugüne bin dört yüz küsur yıldır Hüseyinler yetişmeye ve yere dökülen kanla yeni tohumlar, yeni fidanlar yetişmeye devam ediyor.
Şöyle bir dikkat ettiğimiz zaman Yezitlerin ne kadar birbirlerine çok benzediğini göreceksiniz. Bakın Yezit, Hz. Hüseyin'i unutturmak için kabrini yok etmiştir. Çağımızın Yezitlerine bakın ki Şeyh Saidleri katledenler Şeyh Said'in kabrini yok etmektedir. Üstat Bediuzzaman'ı diyar diyar sürgün ettirip, sonunda bir şekilde şehit olmasını sağlayanlar Üstat Bediuzzaman'ın kabrinden korkarak onu kabristanını ortadan kaldırmışlardır. İşte Yezitler bu şekilde birbirlerine benzemektedirler.
Aslında zalimler çokça korkaktırlar. Zalimlerin yaptığı zulüm korkaklıklarından kaynaklanmaktadır. Firavun korkak olduğu için bu kadar bebeği yok etmiştir. Nemrut korkak olduğu için Hz. İbrahim'i (a.s) ateşte yakmak istemiştir. Zalimlerden korkmamak gerekir. Asıl korkaklar onlardır (zalimler). İşte Hz. Hüseyin bize bunu göstermiştir."ifadelerini kullandı.
'Ben Muhammed'in (Sav) Dinini Tekrar İhya Etmeye Gidiyorum'
Hz. Hüseyin'in şahadete adeta büyük bir aşkla, sebatla koştuğunu söyleyen Şefik Temel, "Bakın Hz. Hüseyin Kerbela'ya giderken şehit edileceğini biliyordu. Hz. Hüseyin Kerbela'nın sonucunu bile bile Kerbela'ya yürümüştür. Yani Hz. Hüseyin Kerbela'da uğrayacağı faciayı bilmeden hâşâ bir maceraya kalkışmış değildir. Hz. Hüseyin şahadetin olacağını bile bile yürümüştür. Nerden biliyoruz bunu, Resullulah'ın (sav) verdiği haberlerden biliyoruz ve Hz. Hüseyin'in de aynı şekilde ceddinin vermiş olduğu sadık haberlerle bunu öğrenmiş bulunmaktayız. Annemiz Ummu Seleme, Peygamber'in (sav) hanımı diyor ki, bir gün Resullullah'ın (sav) yanına gittim. Baktım ki avucun da bir kırmızı toprak bulunuyor, kokluyor, öpüyor ve ağlıyor.
Ya Resullullah bu toprak nedir, diye sordum. Bu toprak Hüseyin'in şehit edileceği yerin toprağıdır, Cebrail bana getirdi diyor ve Hz. Ummu Seleme validemize bu toprağı veriyor. Hüseyin şehit edildiği zaman bu toprak kanlanacaktır diyor. Ummu Seleme annemiz o toprağı saklıyor. Şimdi Hz. Hüseyin'in bu haberi öğrenmemiş olması mümkün müdür, bunu biliyoruz, Hz. Hüseyin Kerbela'da şehit edileceğini biliyordu.
Hz. Hüseyin: 'Bana Emrolunanı Yerine Getireceğim'
Sahabelerin Hz. Hüseyin'nin Küfe'ye gitmesini engellemek için yalvarmalarına rağmen Hz. Hüseyin Kerbela'ya gitmesini gerektiğini biliyordu. Evet, bana emir olunanı yerine getireceğim, diyordu. Resullullah'ı (sav) rüyada gördüm, bana bu işi emir etti, diyordu. Ben Muhammed'in (sav) onun dinini tekrar ihya etmeye ve hurafe, bid'atları yok etmeye gidiyorum diyordu. " şeklinde konuştu.
Duygulu anların yaşandığı "Hz Hüseyin'i ve Kerbela'yı Anma" etkinliği Grup Vuslat İlahi Grubu, ilahi sanatçılarından Bilal, Emrullah ve Süleyman'ın okuduğu günün anlamına özgü ezgilerle devam etti.
Katılımın yoğun olduğu etkinlik gerçekleştirilen toplu dua ibadeti ile son buldu.
(Ayetullah Turgut, Veysi Çetik-İLKHA)
