Budist Myanmar (Burma) Devletine bağlı askerler ile başını rahiplerin çektiği Budist çetelerin insanlık dışı barbarca saldırılarına maruz kalan Arakanlı (Rohingya) Müslümanların dramı devam ediyor.

Son zamanlarda saldırılarını artıran çeteler; Maungdaw, Kyangtaung ve Rathedaung şehirlerindeki binlerce Müslümanı çocuk, kadın, erkek, genç-yaşlı ayırt etmeden diri diri ateşe vererek ya da kasaturalarla parçalayarak katlederken, canlarını kurtarabilenler ise meşakkatli yolları aşarak Bangladeş’e geçmeye çalışıyor.

Myanmar ile Bangladeş sınırındaki Naf Nehrini aşarak Coxs Bazar’a geçen Arakanlı Müslümanlar, sınırda Bangladeş yönetiminin askerlerine yakalandıklarında ise tekrar Myanmar yönetimine teslim ediliyor.

Her iki devlet tarafından kapatılan sınırdan kaçak yollarla geçmeyi başaran Arakanlı Müslümanlar, Coxs Bazar’a bağlı olan Moheskhali, Ukhiya ve Teknaf ilçelerindeki mülteci kamplarına sığınıyor. Ukhiya’daki Kutupalong mülteci kampında binlerce Müslüman kalırken, burada da zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışıyorlar.

Özellikle bebekler için mama, hastalar için ilaç, yaralı olanları tedavi edecek doktor sıkıntısının yaşandığı kamptaki Müslümanlar, başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünyanın desteğini ve yardımını bekliyor.

Havaların özellikle geceleri çok soğuk olduğu bölgede derme çatma çadırlarda, saclarla yapılan barakalarda hayatta kalmaya çalışan Müslümanlar, Budist çetelerin ve Myanmar Devletinin vahşi saldırılarıyla ölmektense mülteci kamplarında açlıktan, salgın hastalıklardan ölmeyi yeğlediklerini söylüyorlar.

İlke Haber Ajansının (İLKHA) ulaştığı yeni görüntüler, mülteci kamplarındaki Müslümanların içler acısı durumunu yansıtıyor.

Kucağındaki 2 çocuğuyla sınırı aşmayı başaran Arakanlı Müslüman bir kadının anlattıkları, yaşadıkları zulmü gözler önüne seriyor.

İsmi öğrenilemeyen kadın görüntülerde, “Askerler bizi öldürüyor. Bangladeş’e göç etmemiz için zorluyorlar. Myanmar askerleri bizleri katlettiği için kaçtık. Buraya kayıklarla nehirden geldik. Daha sonra da çok uzun bir yolu yürüdük. Barınacak bir yerimiz yok. Nereyi bulursak oraya sığınacağız. Buralar çok soğuk. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Nerede yer bulursak kalacağız.” diyerek içerisinde oldukları çaresizliği anlatıyor.

Bölgeden yansıyan diğer görüntüler ise insanlığın uyuyan vicdanına tokat gibi çarpacak nitelikte. 2012 yılı ve sonrasındaki zamanlarda yaşanmış ve kısmen de kamuoyuna yansımış görüntüleri aratmayan yeni katliamlar, vahşetin boyutlarını fazlasıyla gösteriyor.

Yakılan Müslümanların cansız, küle dönmüş bedenleri; tarlalarda çalışırken Budist çetelerin saldırısı sonucu katledilerek nehirlere, sazlıklara atılan çiftçiler ve bunlara benzeyen kareler, tarif edilemeyecek bir acıyı yansıtıyor.

Günlerdir yapılan yayınlara ve çağrılara rağmen Arakanlı Müslümanlar için hâlâ etkin adımların atılmaması; yaşanan barbarlıkta, vahşette Budist Myanmar yönetiminin ortaklarının kimler olduğu sorusunu da akıllara getiriyor.

Editör: Haber Merkezi