Seçimi kazanmaları durumunda projelerini hayata geçireceklerini, kaybetmeleri durumunda ise yönetime gelecek olan ekibe, projelerini devredeceklerini ve buna ilişkin hazırladıkları raporları yönetime vereceklerini dile getiren Kırmızı Liste Adayı Mehmet Kaya, “Kazanan biz isek bunu kendimiz deklere edip açıklayacağız, takdim edeceğiz ve ona göre hareket edeceğiz. Başka arkadaşlar da gelirse onlarla da paylaşırız. Yönetime gelirsek, şehrin bütün dinamiklerini, bunlar sivil toplum olur, kamu olur. İlk başta da söyledik, biz siyasi kimliğine bakmayız. Çünkü biz mal alırken de satarken de siyasi kimliğe bakmıyoruz. Yani para ile ilgili kısım cazip geliyor da yönetimle ilgili neden bize cazip gelmiyor. Bunu tamamen uygulayacağız ve bütün şehrin bütün dinamikleriyle, yani siyasi olur, sivil olur, kamu olur hiç fark etmez, bütün dinamiklerle eşit bir şekilde görüşülecek ve eşit bir mesafeyle yaklaşılacak. Katma değeri yüksek olan iş adamlarımız, meclis üyelerimizle çalışmayı taahhüt ederiz.” diye konuştu.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın 11 binin üzerinde üyesinin olduğunu, ancak kredi borçlarından dolayı ancak 7 bin civarı üyenin oy kullanabileceğini kaydeden Kırmızı Liste adayı Kaya, bankaların Bölge’ye yönelik yaklaşımlarını eleştirerek, sorunun çözümü konusunda şu önerilerde bulundu: “Sorun sadece bankalarla ilgili değildir, sorun bankaların bakış açısıyla ilgilidir. Yani bankalar burada bir gayrimenkule bin TL’lik bir teminat gözüyle bakıyorsa Batı’da aynı gayrimenkule bin 500 liraya kadar verebilir. Ya da teminatla ilgili direk şirketin kendi verileriyle bir teminat verebilir. Ama geçmişte olan olaylar, siyasi krizler, hem çukur dediğimiz olaylar olması, ondan sonra şehrin aşırı şekilde gerilmesinden sonra bankalar buraya şüpheli bakmaya başladırlar. Bu ekspertiz firmaları özellikle mevcut değerin yüzde 50’sini baz alırlar. Yani burada çok çok düşük bir sorundur. Bununla ilgili zaten KGF’nin bununla ilgili açıklamasıyla beraber belli bir kısmı halledildi. Bununla ilgili Ticaret Odasının yapabileceği bir şey yok. Sadece kulis yapar, lobi çalışması yapar. Bunun reel bir vaat olacağına inanmıyorum.”

‘ÜRETİCİNİN DESTEKLENMESİ LAZIM’

Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı “Nefes Kredisi”ni de değerlendiren Kırmızı Liste Adayı Kaya, Diyarbakır Ticaret Odası’nın kendi kaynaklarıyla da bunu yapabileceğini kaydederek, “Nefes Kredisi”nin kalıcı bir çözüm yaratamayacağı görüşünde. Mehmet Kaya konu hakkında şunları söyledi: “Bizim için üretim ve sanayinin geliştirilmesi esastır. Dünyada hiçbir meta durup dururken değeri artmaz. Ama paranın değeri artıyor. Ama bankalardan emanet para alıyorsun ama banka diyor bu 100 lira param sende üç ay kaldığı için bana 105 lira vereceksin. Ama dünyanın hiçbir yerinde durup dururken değeri artan bir meta yoktur. Üretim eğer artırılırsa bu faiz çarkından sanayicilerimiz kurtarılırsa, bankanın vereceği o teminatta da ihtiyacı olmayacaktır. Yani bizim ana eksenimiz üreticin ve sanayicinin desteklenmesi olmalıdır. Bunun için yerel ve kamuda olan bütün dinamiklerin buna destek vermesi lazım. Kesinlikle üretim olması lazım. Eğer üretim olmazsa bugün Urfa’nın sanayisinin bizi geçtiği gibi, Elezığ’ın sanayisinin bizi geçtiği gibi, ya da Mardin’in dış ticaretinin bizi geçtiği gibi yarın öbür gün buradaki çocuklarımız, Urfa’ya, Mardin’e, Elazığ’a çalışmaya gidecektir. Onun için buradaki sanayicinin ve dinamiklerin desteklenmesi gerekir.”

Teşvik ve cazibe merkezleri politikalarına eleştiride bulunan Kaya, “Şimdi geçmişe doğru baktığımız zaman özellikle cazibe merkezleriyle ilgili taahhüt edilen istihdam sayısı 70 bin civarıydı. Bu öngörülenin çok çok gerisinde kaldı. En son 200 milyon TL üzerinde iki tane firmanın başvurusu vardı. Bu da Diyarbakır tandanslı bir şirket değildi, Ankara’dan gelen bir şirketti. Her zaman söylüyoruz. Sanayi ile ilgili bu büyük yatırımların olması durumunda Diyarbakır’ın sanayideki geri kalmışlığı Türkiye seviyesine yükselir.” şeklinde konuştu. 

kaya-(1).jpg

‘KALİFİYE ELEMAN SORUNU’

Ülkedeki ve Bölge’deki kalifiye eleman sorunu üzerinde duran Kaya, Türkiye’deki kalifiye eleman sorununun, 28 Şubat darbesiyle meslek okullarının kapatılmasıyla başladığı tespitine yer vererek, şunları söyledi: “Kalifiye elemanla ilgili sorun bu günün sorunu değil, kalifiye eleman sorunu 1997’deki 28 Şubat kararlarının sonucudur. Yani eskiden Diyarbakır’daki bir baba, çocuğunu çocuğunu rahatlıkla sanayiye gönderip, rahatlıkla, kaportacı, motorcu, elektrikçi yapabiliyordu. Ama 28 Şubat kararlarından sonra, elde edilen sonuç koskoca bir işsiz ama etiketli bir işsiz ordusu. Meslek okulları aradan çıktı, geriye sanayici ara eleman bulamadı. Şu anda bulamıyoruz. Kalifiye eleman zaten bulamıyoruz. Ama bunlarla ilgili çok büyük bir sıkıntı var. Geçmişte bu meslek okullarının ortadan kaldırılmasıdır. Bunun giderilmesi için ne yapılabilir. Şehrin ekonomik dinamikleri eğer görevlerini yapmış olsalardı organize sanayi bünyesinde olabilir, Ticaret Sanayi Odası bünyesinde olabilir ya da KOSGEB’in verdiği destekler vardır. Bu konuyla ilgili bunların hiçbirini maalesef hiçbirini biz işletemedik.”

‘TİCARET ODALARI ARASINDA BİR KURUL KURULABİLİR’

Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odası Başkanının Gaziantep’te kalifiye elemanların işsiz olduğu hakkındaki açıklamasına değinen Kaya, ticaret odaları arasında oluşturulacak bir kurulla şehirlerarası kalifiye elemanların transfer edilebileceğini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı: “Sanayi odaları arasında bir kurul oluşturulursa hem sanayici için hem de işçi için büyük bir kolaylık olur. Sonuçta sanayici istediği kalifiye elemanı bulmak ister. İşçi de kalifiye bir iş bulmak ister. Bunun zamanını ne kadar dar tutarsak işsizlik oranı o kadar düşer. Bazen bir tarafta çok ihtiyacı olduğu halde bulamadığı bir işçi hemen yanı başında olabiliyor. Ama birbirinden haberdar olamıyorlar. Son zamanlar da İŞKUR’un yaptığı çalışmalar güzel oluyor. Hatta öyle bir etkin oldu ki, işsizlik rakamları açıklanırken İŞKUR’un işçi alımından önce mi, sonra mı diye nitelendirir hale geldik. Çünkü büyük sayıda işe alımlar yapıyor. Sanayiciyi destekler mahiyette, sanayicinin payına düşen sigortayı ödemeyi, maaşın belirli bir kısmını karşılamasıyla beraber bir istihdam artışı oluyor.”  

Editör: Haber Merkezi