Toplum olarak en büyük hatamız, en yakın dostumuza bile bir iyilik yaptığımızda bir gün aramız bozulursa o yaptığımız bütün iyilikleri yüzüne vuruyor onları aşağılıyoruz.

Dikkat ettiğinizde çevrenizde de böyle hadiseler yaşanmaktadır. Mahalle kavgaları olduğunda birbirlerine yaptıkları iyilikleri yüzlerine vurur ve herkese duyururlar.

Neden mi?
Artık toplum monotomlaşıyor. Yalnızlaşıyor.

Herkes ancak kendini düşünüyor.
Herkes başkasının iyilik yapmasını bekliyor. Herkes karşısındakinden beklediği için bir arpa boyu kadar yol alamıyoruz.
Toplum değerleri yok oluyor farkında değiliz.

Bugüne kadar birbiriyle kavga edenleri dinlediğinizde hep karşı tarafa yaptıkları iyilikleri sayar ve bunlara karşı kendisi dahi haksızsa kendisine yapılanın haksızlık olduğunu söyler. Çünkü birine iyilik yapınca hep onlardan iyiliğe cevap olarak susmalarını ve onların söylediği her şeye harfiyen uymalarını ister. Karşı çıkınca yaptıkları iyiliklere karşı yaptıklarını düşünür.

O yüzden bizler iyilik yapmıyoruz aslında.

Kimsenin imdadına yetişmiyoruz.

Kimsenin elinden tutmuyoruz.

Kimsenin eksikliğini gidermiyoruz.

Kimseye insanca yaklaşmıyoruz.

Yaptığımız iyiliklerle onları kendimize borçlu kılıyoruz. Hep aynı iyiliği hatta daha fazlasını karşılık olarak bekliyoruz. Bize kul köle olmalarını bekliyoruz. Kendimizi bulunmaz hint kumaşı sanıyoruz. Yaptıklarımızın insanî bir davranış olarak değil başkasına yaptığımız bir lütuf olarak görüyoruz. Onları sanki biz yaratmışız gibi hep bize boyun eğmelerini bekliyoruz. Bizler varya bizler neler yaptığımızın farkında bile değiliz.

O yüzdendir ki kimseden hiç bir şey istememe alışkanlığını edindim. Başıma kakılacak hiç bir iyiliği kabul etmiyorum. Bilinçaltıma böyle yerleşmiş.

Çünkü biliyorum ki kim bana bir iğne ucu kadar iyilik yaparsa bir gün bunun karşılığını mutlaka isteyecek ya da yaptığı iyiliği yüzüme vuracak. O yüzden bu toplum değişmeden kimseden iyilik beklemiyorum.

Sevgi ve saygılarımla.
...
[email protected]
Mehmet Sebih Altun