Aşağıdaki isimlerden kaç tanesini daha önce duydunuz, kaç tanesini hatırlıyorsunuz ve kaç tanesi hakkında yeterli bilgi sahibisiniz....

Abbas Vesim Efendi, Abdurrahman el-Hâzinî, Abdurrahman es-Sûfî, Abdüllatif Bağdâdî, Ahmed Cevdet Paşa, Akşemseddîn Ali İbn Rıdvan, Ali Kuşçu, Battânî, Bîrûnî, Bitrûcî, Câbir İbn Eflâh, Câbir İbn Hayyârı, Câhız Cezerî, Çağmînî, Dâvud Ağa, 1 . Dâvûd-i Antâkî, Demîrî, Dîneverî, Ebû Kâmil Şucâ Ebû Ma'şer, Ebû'l-Vefâ Buzcânî, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Evliyâ Çelebi, Fârâbî, Fergânî, Fezârî, Fuzûlî, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Gıyâsaddîn Cemşîd el-Kâşî, Habeş el-Hâsib Hacı Paşa, Halifezâde Hârizmî, Hâzin, Hoca İshak Efendi Hucendî, Hüseyin Rıfkı Tâmanî, İbn Bâcce, İbn Firnas, İbn Haldûn, İbn Havkal, İbn Rüşd, İbn Sînâ, İbn Tufeyl, İbn Türk, İbn Vahşiyye, İbn Yûnus, İbnü'l-Avvâm, İbnü'l-Baytâr, İbnü'l-Bennâ, İbnü'l-Heysem, İbnü'n-Nefis, İbnü'ş-Şâtır, İdrisî, İhvân-ı Safâ, İsmail Gelenbevî, Kadızâde-i Rûmî Kalesâdî, Karâfî, Kâşgarlı Mahmud, Kâtib Çelebi, Kazvînî, Hamdullah Kazvînî, Zekeriya, Kehhâl, Kemâleddin el-Fârisî Kerecî, Kırımlı Aziz bey Kindî, Lagârî Hasan Çelebi, Mâşâallah, Matrakçı Nasuh, Mecrîtî Mecûsî, Mehmed Fatın, Gökmen, Mes'ûdî, mimar Sinân, Mirim Çelebi, Molla Lütfi Musaoğulları, Mustafa Behçet Efendi, Nasîrüddin Tûsî, Nidâî, Ömer Hayyâm, Pîri Reis Râzî, Sâbit Ibn Kurre, Sabuncuoğlu Şerefeddîn, Salih Zeki, Şeydi Ali Reis, Seyyid Ali Paşa, Sinan Paşa, Taberî, Takiyyüddîn Uluğ Bey, Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Yâkût, Yusuf Hâs Hâcib, Zehrâvî, Zerkâlî Zühroğulları.

Bütün bu isimler İslamiyet'in medarı iftiharı ve bugün. dünya üzerinde İslam Medeniyeti'nin üstünlüğünden söz edebilmemizi sağlayan bilim adamları.

Biz sizlere bütün bu isimleri Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Bayraktar'ın İnkilab Yayınlarından çıkan İslam Bilim Adamları kitabından naklettik. özellikle gençler için hazırlanmış olmasına rağmen, hemen her Müslümanın bilmesinde büyük yarar bulunan eserde, tüm bu isimlerin hayatı, eserleri, ilmi kişiliği ve bilime katkıları özlü şekilde yer alıyor ve renkli resimlere etikelenmiş genel kültür bilgileri işliğinde sunuluyor.

Aslında bizim eser hakkında fazla söz etmemize gerek yok çünkü eserin yazarı Mehmet Bayraktar'ın önsözü, bizim dikkat çekmek istediğimiz tüm noktalara yeterince dikkat çekmiş:

Biz de size tanıtım niyetine bu yazıyı sunmayı yeterli gördük:

"Sevgili gençler, bu kitap özellikle sizin için yazılmıştır. Amacımız, sizlere ilmî çalışmalarıyla bilim ve teknolojiye katkılarıyla dünya çapında ün kazanmış  İslâm bilim adamlarım tanıtmaktır.

Elbette haklı olarak geçmiş zamanlarda yaşamış bilim adamlarımızla övünebiliriz; ancak onları size tanıtmakta esas amacımız, sizlerin de bileceğiniz ve takdir edeceğiniz gibi övünmekle yetinmeyip onları örnek alarak "Boynuz kulağı geçer" atasözümüzün de anlattığı gibi onlardan daha ileri geçerek bilim insanları ve düşünürler olmanızı arzu etmemizdir.

İslâm dünyasının, XVII. yüzyıldan sonra duraklamaya geçmesi ve XIX. yüzyılda gerilemesinin en önemli bir sebebi bilim ve teknolojiye gerekli önemin verilmemiş olmasıdır. Tarih ve günümüz bize, bilim ve teknolojide ileri olan ülkelerin siyaset ve iktisat alanlarında da güçlü olduğuna şahitlik etmektedir. Dolayısıyla İslâm ülkelerinin Doğu-Batı karşısında güçlenmesi, sizlerin geçmişteki bilim geleneğimizle geleceğimizin bağlantısını kurarak yeniden bir diriliş gerçekleştirmenize bağlıdır.

Bu yapılmaz ise, son iki yüz elli yıldaki gibi, bilim ve teknoloji Batı'dan aktarmaya devam edilecek, kültürel ve manevî değerlerimiz daha çok aşınacaktır. Bilim sadece maddî dünyamızı kalkındırmak için değil, aynı zaman da kültürel değerlerimizin korunması için de gereklidir. Bunu unutmayınız.

İslâm toplumlarının her geçen gün Batı türü hayat tarzını benimsemesinin esas nedeni, onların ürettikleri bilim ve teknolojiye hayranlık duyup, aşağılık duygusuna kapılmasıdır. Bu duyguyla Batı'yı taklit edip kendimize değer kazandırmak istiyoruz. Oysa bu çok yanlış bir yaklaşım ve tutumdur.

Sanmayın ki batılılar bizden daha akıllıdırlar. Daha akıllı olsalardı, kendilerinin adlandırdığı şekliyle milattan sonra III. yüzyıldan 1100 yılına kadarki Ortaçağlarına "Karanlık Çağ" demezlerdi. Biliniz ki, Batı bu uzun Karanlık Çağ'dan bizim atalarımızın ilmî ve felsefî eserlerini X. yüzyıldan itibaren o gün Batı'nın ortak bilim dili olan Latince'ye çevirerek kurtulabilmişlerdir.

Her şeye rağmen, bugün Türkiye'mizde ve İslâm dünyasında "Bilimsel Devrim" yapabilecek bilim insanlarımız vardır; bundan şüpheniz olmasın. Ancak önümüzdeki sorunlar, devlet adamlarının ve hükümetlerin bilime ve bilimsel kurumlara yeterli destekleri vermeleriyle aşılabilir. Batı'nın bizim dünyamıza karşı bugün tek üstünlüğü, batılı devletlerin bilimsel araştırmaları ve kurumları gerekli maddî ve manevî yardımlarla desteklemeleridir. Bu yarın bizde de olacaktır ve olması gerekir.

O halde sizlere düşen vazife, şimdiden bazılarınızın sorumlu devlet adamları ve bazılarınızın bilim adamı olması için hazırlanmanızdır. Bize düşen vazife ise sizlere dua ederek Allah'tan başarılarınızı dilemektir"

Editör: Haber Merkezi