Kendilerini Türkiye'nin ilk ve tek “gayriresmi hakikat komisyonu” olarak adlandıran “Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu”, 3.5 yıldır yürütülen çalışmalar sonucunda hazırladıkları sonuç bildirgesi ile yol haritasını açıkladı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampüsünde dün düzenlenen sempozyumda açıklanan sonuç bildirgesinde şu tespitler yer aldı:
-  Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi 1980-84 insanlığa karşı işlenen suçların en önemli merkezi oldu.
-  Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlar etnik kin ve öfkenin askeri sistem içerisinde uygulanmasıdır.
-  Bu cezaevinde yaşananlar Türkiye Devleti'nin bir utancıdır. Barışın ve adaletin kurulması için Diyarbakır Cezaevi'nde işlenen bu 'insanlığa karşı suçla' yüzleşilmeli, sorumlular cezalandırılmalıdır.”

Yol haritası
Sempozlumda açıklanan yol haritasında ise şu görüşlere yer verildi:
-  Savcılığa yapılan başvuruların etkin takibi yapılmalı, henüz başvurmayan mağdurların başvuruda bulunmaları için çalışılmalıdır.
-  Meclis'te 'Hakikati Araştırma Komisyonu' kurulması için çalışma yapılması hedeflenmiştir. 
- 1980-84 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi'ndeki bütün görev yapanların tespiti, giriş-çıkış kayıtlarını ve bu süreç içerisinde tutuklu ve hükümlülerle ilgili tüm bilgilerin temin edilmesi için Jandarma Genel Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, İçişleri, Adalet ve Sağlık bakanlıklarına başvurulmalıdır. Faillerin fiili dokunulmazlarının kaldırılması ve yargılanmaları yönünde irade beyan edilmelidir.
-  Mağdurlara fiziksel ve ruhsal rehabilitasyon sağlanarak destek sağlanmalı, tazminat yolunun açılması için çalışmalar yapılmalıdır.
-  Hak ihlallerinin yeniden yaşanmaması için 'Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya dair Uluslararası Sözleşme'nin ek ihtiyari protokolü için onay kanunu çıkartılmalıdır, derhal yürürlüğe konmalıdır.
-  Yapılacak demokratik ve sivil anayasada 'insan onurunun korunması ve asla çiğnenmemesi' temel insan hakkı olarak yer almalıdır.”

 

Komisyon 2008'de çalışmaya başladı
Kendilerini “Türkiye'nin ilk ve şimdilik tek gayri resmi hakikat komisyonu” olarak tanıtan, üyeleri arasında Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, Dr. Mustafa Sütlaş, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Yrd. Doç. Dr. Nazan Üstündağ, Celalettin Can, Doç. Dr. Ozan Erözden, avukat Fikret İlkiz ve Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Yıldırım Türker, Berrak Karahoda, Celal Başlangıç, Esen Aslandoğan ve Mebuse Tekay bulunuyor. “Diyarbakır Cezaevi Gerçeklerini Araştırma ve Adalet Komisyonu”, 2008 yılının temmuz ayında çalışmaya başladı. Komisyon, ayrıca 11 Ekim 2010'dan itibaren binin üzerinde başvuru toplayarak suç duyurusunda bulundu. Ocak 2011'de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır Cezaevi uygulamaları ile ilgili soruşturma açtı. 

 

Komisyon araştırmada genel hatlarıyla şu bulguları elde etti
- 2008 yılının Temmuz ayından bu yana Urfa, Antep, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt, Hakkari, Yüksekova, Şemdinli, Çukurca, Van, Mersin, Adana, Osmaniye, İzmir, Ankara ve İstanbul'da toplam 517 kişiyle yapılan görüşmeler sonucunda, 7 bin sayfadan fazla veri toplandı.
-  Tanıklığına başvurulan herkes, değişik tiplerde ve neredeyse sürekli olarak işkenceye maruz kaldıklarını ve başkalarının maruz kaldıkları işkencelere tanık olduklarını anlattı.
-  Sağlık sorunlarının işkenceler sonrası bugüne dek devam ettiğini tanımlayan 336 kişinin 168'inde fiziksel olarak görülebilen ve kolayca gösterilebilecek kalıcı iz görüldü.
-  447 kişinin 336'sında yaşamış olduğunu belirttiği işkenceler ile ilişkili sağlık sorunu olduğu anlaşıldı.
-  Mağdurların yüzde 17'sinde muhtemel Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) saptandı.

Milliyet / BURCU KARAKAŞ

Editör: Haber Merkezi