Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tutuklandı.

Yoğun güvenlik önlemleri altında Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Başbuğ, 7 saat süren savcılık sorgusunun ardından, TCK'nın 314/1. maddesi gereğince "örgüt yöneticiliği" ve 312/1. maddesi gereğince "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi.

Soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra tutuklanması istemiyle İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen Başbuğ'un işlemleri tamamlandı. Mahkeme, emekli Orgeneral Başbuğ'un tutuklanmasına karar verdi.

CUMHURİYET TARİHİNDE BİR İLK!

Cumhuriyet tarihinde ilk kez eski bir genelkurmay başkanı sivil bir savcının makamına giderek şüpheli sıfatıyla ifade verdi.

Yaklaşık 7 saat ifade veren Başbuğ, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılık Başbuğ'un "hükümeti yıkmaya teşebbüs" ve "örgüt yöneticiliği" suçlarını işlediğini iddia ediyor ve bu nedenle tutuklandı.

İnternet Andıcı davasına bakan İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, sanık savunmalarında ve belgelerde adı geçen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunarak gereğinin yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasını kararlaştırmıştı.

Mahkemenin, 30 Aralık 2011'de aldığı karar doğrultusunda Başbuğ ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca "internet andıcı" iddialarına ilişkin olarak soruşturma başlatılmıştı.

SAVCI NE SORDU?

İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklanan İlker Başbuğ'a, savcılık sorgusunda savcı Cihan Kansız'ın 'kağıt parçası' ve 'boru' açıklamalarını sorduğu öğrenildi. Savcının " 'Kağıt parçası' ve 'boru' içerikli açıklamalarınızdaki amaç nedir?" diye sorduğu, Başbuğ'un da "Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkanıydım. Bu açıklamalarım iyi niyetli açıklamalardır. Başka bir niyet yoktur. Komutan olarak TSK moral vermek niyetinde yapılmış açıklamadır" diye yanıt verdiği öğrenildi. Başbuğ'un sitelerle ilgili olarak ise mahkeme sorgusunda, "Bu siteleri ben kapattırdım. Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir ki ben bu siteleri kapattıran kişiyim. Bu andıç bana arz edilmedi, arz edilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafım olurdu" diye konuştuğu belirtildi.

SİTELERİ BEN KAPATTIRDIM, ANDIC BANA ARZ EDİLMEDİ

Mahkemede ifade veren İlker Başbuğ, İnternet Andıcı davasına konu olan sitelerle ilgili haberlerin ardından araştırma yaptırdığını söylediği öğrenildi. Başbuğ'un sitelerle ilgili, "İlk inceleme sonucunda, şekil ve teknik açısından bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Aslanda bana teşekkür edilmesi gerekir ki ben bu siteleri kapattıran kişiyim. Bu andıç bana arz edilmedi, arz edilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafım olurdu. Bir kişi çıkıp bu andıcın üzerinde komutanın imzası ya da parafını gördüm diyen bir kişi dahi yoktur. Bu durumda devletin aslında bana teşekkür etmesi gerekirken bugün bu konu ile suçlanmam tarihin acı bir cilvesidir "diye ifade verdiği belirtildi.

ARZ EDİLSE İMZA OLUR

İlker Başbuğ, sorulan bir soru üzerine "2. Başkan tarafından sayın komutana arz diye sunulan bir belge normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmiş olsa bir imza, bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç, 2. başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır. İddialara göre bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildiği iddia ediliyor. Ancak bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargah içinde işleme girdiğini de görüyoruz" dediği belirtildi.

BİZLER GELİP GEÇİCİYİZ

Terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmasının kendisine verilecek en büyük ceza olacağını belirttiği öğrenilen Başbuğ'un, "Bundan daha büyük cezanın olabileceğini ben düşünmüyorum. Takdir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz" diye konuştuğu ifade edildi.

AVUKAT: YÜCE DİVANDA YARGILANSIN

Mahkemede söz alan avukat İlkay Sezer ise müvekkiline yönelik suçlamaları reddetti. Özel yetkili mahkemenin dosyaya bakamayacağını belirten avukat Sezer, "Anayasada 148. madde değişikliği ile yargılamanın Yüce Divanda yapılması ve dosyanın bu hali ile derhal oraya gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz" diye konuştu.

 

Editör: Haber Merkezi