Bem Bir Sen Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Gökdemir, Diyarbakır'ın Saraykapı Semti'daki İçkale Mevkisi'nde bulunan 28 kişiye ait kafatası ve kemiklerle ilgili İlke Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Gökdemir, İçkale'nin vurulan her kazma ile yeraltından fışkıran toplu mezarlarla ve işkence ile öldürülen masum insanların kemikleri ve kafatasları ile yürek burkan bir dram görüntüleri ile karşı karşıya olduklarını söyledi.

Tarihimiz Yargısız İnfazlarla Doludur

Çıkan bu toplu mezarların, Mazlum Müslüman Kürt halkının haklı taleplerini zulümle bastırılan karanlık hareketler olduğuna dikkat çeken Gökdemir, "Bu vahşet tablosu 90'lı yıllarda JİTEM karargâhı olarak kullanılan mekânda cereyan etmiş olmasından ziyade 1925 yılları ve sonrasındaki yargısız infazlar ile istiklal mahkemesi icraatlarının bir devamı niteliğini taşımaktadır. Fırat'ın doğusunun dünü de bugünü de toplu katliamlar, yargısız infazlarla doludur." dedi.

Halkın Haklı Talepler Zulümle Bastırıldı

Gökdemir, "Daracığında idam edilen Şeyh Said ve 47 dava arkadaşlarının kaybolan mezarları, Genç ilçesi (Darahıne) içinde insanlarının diri diri yakıldığı onlarca köy ve en son yakın tarihin tanık olduğu asit kuyuları ile JİTEM işkence üssü olan İçkale'deki yüzyıllık tarihimizin yürek burkan soykırım manzaralarıyla doludur. İslam ümmetinin yetim evlatlarına reva görülen bu zülüm ve ortaya çıkan toplu mezarlar ne yazık ki, son otuz yıldır süren kirli savaş ve onun kirli işlerinin açığa çıkmasıdır." diye konuştu.

Kemiklerin Bulunması Sevindiricidir, Ama Yeterli Değildir

Çıkarılan her kemiğin binlerce aileye "umut kapısı" olduğunu ifade eden Gökdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Adına "şeffaflaşma" denilen yeraltındaki kemiklerin bulunması, sevindirici de olsa da, yeterli değildir. Kayıp aileler suçluların bulunamayacağını, adaletin gerçekleşmeyeceğini o kadar kanıksamışlar ki, 'sadece kemiklerimiz' bulunsun ve öpeceğimiz bir taşımız olsun diye yetkililere adeta yalvarmaktadırlar. Çıkan kemiklerin 1925 yılında asılarak şehit edilen Şeyh Said ve 47 arkadaşlarına ait olabileceği yönünde bazı duyumlar almış bulunmaktayız. Haliyle Şeyh Said'in ve dava arkadaşlarının torunlarından gerekli DNA örnekleri alındığı takdirde hakikat gün yüzüne çıkacaktır."

Karanlık Dönem Aydınlatılarak İçkale Müzeye Dönüştürülmeli

İnsanlığın tarihiyle yüzleşmek adına bu tür vahşet sahnelerinin sonraki nesillere ibret timsali olması hesabiyle TBMM İnsan Hakları Komisyonunca geniş yetkili bir araştırma yapılması ve karanlık dönemin aydınlatılmasını isteyen Gökdemir, bu tarihi İçkale mevkiinin tıpkı 12 Eylül'ün işkence ve cinayetlerin sahnelendiği Ulucanlar Cezaevi gibi buranın da tarihi dokuya uygun olarak Kültür Bakanlığınca "Faalli Meçhuller ve İşkence Müzesi" ne dönüştürülmesi için gerekli çalışmanın bir an önce yapılmasını istedi.

Editör: Haber Merkezi