Çakaloğlu,  Hepatit B'nin bir virüs olduğunu ve ''karaciğer iltihabı'' anlamına geldiğini belirtti. Hepatit B virüsünden, aşıyla korunabilindiğini, mevcut aşıların son derece emniyetli ve etkili olduğunu aktaran Çakaloğlu, ''Dünyada 190 ülkede, Türkiye'de de 1995'ten bu yana üniversal aşılama programı uygulanmaktadır. Yani her yeni doğan bebeğe, ilköğretim çağındaki öğrencilere ve risk grubundaki erişkinlere (sağlık çalışanları, Hepatit B virüsüyle infekte kişilerin aile üyeleri gibi) ücretsiz aşı yapılmaktadır'' diye konuştu.

Virüs hakkında bilinçlendirme çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Çakaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Tabii ki yeterli değil, ancak alınan mesafe de küçümsenmemelidir. Bu konuda görsel ve yazılı basının desteği şarttır. Evlilik öncesi yapılan rutin taramada Hepatit B virüsü taşıdığını öğrenen insanların durumu gerçekten dramatik bir konudur. Bu durumu gizleyen, evliliğinin bu sebeple engelleneceğini düşünen ve yanlış davranışlara yönelen kişiler de olmaktadır. Bu kişiler, eğer iyi niyetli ve dürüstseler, gerekiyorsa tedavi edilmeyi isteyerek, evleneceği kişinin de aşılanmasını sağlamalı. Böylelikle gerekli tedbirleri almış olacak. Uzman bir doktorla görüşmek gereksiz endişeleri ve sorunları giderir. Bu konuda başvurular gastroenteroloji-hepatoloji veya infeksiyon hastalıkları uzmanlarına olmalıdır.''

-''İLAÇLA DA TEDAVİ YAPILABİLİYOR''-

Evlilik öncesi taramada bu virüsü taşıdığını öğrenenlerin, evlenmelerinde bir sakınca olmadığını vurgulayan Çakaloğlu, ancak doğal olarak insanlar ve özellikle ailelerinin tedirgin olduğunu, bilgisizlikten kaynaklanan gereksiz endişeler yaşadıklarını kaydetti.

Çakaloğlu, ''Evlenmeden önce Hepatit B taşıyıcısı olduğunu bilen veya gerçekten nikah öncesi öğrenen kişilerin, öncelikle bunun önemli olduğunu, ancak normal yaşama devam etmelerini önleyecek bir problem olmadığını bilmeleri gerekiyor. Eşlerin ve çocukların da doğum sonrası aşılanmaları durumunda ortada bir sorun yok. Ayrıca gerekli incelemeler sonunda ilaçla da tedavi yapılabiliyor. Genellikle taraflar bilgilendikten sonra makul bir davranış gösterip evleniyorlar ve normal yaşama devam ediyorlar'' şeklinde konuştu.

-''NÜFUSUMUZUN YÜZDE 4'Ü HEPATİT B VİRÜSÜ TAŞIMAKTADIR''-

Hepatit B virüsünün, başlıca bulaşma yollarının kan ve kan ürünlerinin verilmesi, tıbbi, cerrahi girişimler, emniyetsiz cinsel ilişki olduğunu belirten Çakaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Bütün dünyada (damar içi enjeksiyon şeklinde) uyuşturucu madde bağımlıları, Hepatit B virüsünün ve diğer viral infeksiyonların en sık görüldüğü (yüzde 50) risk grubunu oluştururlar. Ayrıca sağlık çalışanı olmak, toplu yaşanılan yerlerde bulunmak (cezaevi, askeri birlik, yatılı okul), hayat kadınları ve homoseksüel erkekler, diğer riskli gruplar olarak sayılabilir. Özellikle ülkemiz için önemli bulaşma yolu ise çocuklu ailelerde, temizlik koşullarının iyi olmaması ve diş fırçası, traş bıçağı, jilet, tırnak makası gibi bazı eşyaların ortak kullanılmasıyla yaralanmalar sonucu oluşan bulaşmadır. Bir ailede Hepatit B virüsüyle infekte kişi varsa ailenin diğer tüm üyelerinde tarama yapılmalı ve gerekli olanlar da aşılanmalıdır.''

Türkiye'de Hepatit B virüsünün görülme sıklığının çok olduğunu vurgulayan Çakaloğlu, ''Toplam nüfusumuzun yüzde 4'ü Hepatit B virüsüyle infektedir, yani virüsü taşımaktadır. Bu oran, sosyoekonomik şartlarla ilişkili olarak değişir. Batı'da yüzde 2'ye inerken Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yüzde 6-8'lere çıkabilmektedir'' dedi.

BU MİKROBU TAŞIYAN İNSANLARIN HAYATI

Bu mikrobun, insanların bir kısmında, bulaşma yaşına göre değişen oranlarda kronikleştiğini anlatan Çakaloğlu, kronikleşme oranın erişkinlerde yüzde 5, çocuklarda yüzde 20-30, yeni doğan bebeklerde yüzde 90 oranında olduğunu bildirdi.

Hamile kadınlarda Hepatit B virüsü için tarama yapıldığını dile getiren Çakaloğlu, ''Pozitif olan annelerin bebeklerine doğumdan sonraki 12-24 saat içinde zorunlu aşılar ve müdahaleler yapıldığı takdirde, anneden bebeğe doğum sırasında bulaşma yüzde yüze yakın oranlarda önlenir. Kanında çok yüksek miktarlarda Hepatit B virüsü taşıyan annelere, gebeliğin son 1-3 ayında kandaki virüsü azaltıcı ilaçlar da verilebilir'' ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi