21/03/2009- Takvim yaprakları 16 Mart 1988 i gösteriyordu… 21 yıl önce bugün Halepçe semalarına gelen savaş uçakları kimyasal bombaları insanların üzerine bırakıyor ve bir anda 5 bin insan hayatını kaybediyordu..!Bu katliamın tek sorumlusu Baas Rejiminin lideri ve diktatör Saddam Hüseyin di… Kürt halkının taleplerini kanla bastırmaya çalışan zihniyet, zehirli gazlarla masum binlerce insanı bir anda katletmiş ve tarihe “Halepçe Katliamı” olarak kara bir sayfa olarak geçmişti…
İsterseniz İnsanlık tarihine kara bir leke olarak giren Halepçe katliamı öncesine şöyle bir uzanalım;
“Halepçe, güney Kürt bölgesi Süleymaniye kentine bağlı, kentin 100 kilometregüney batısında bulunan bir kent. İran sınırında bulunan ve Kürtlerin yerleşim yeri olan bu kent, tarihte Kürt başkaldırılarının da önemli bir merkezi olarak bilinir. İran-Irak savaşı 22 Eylül 1980 de başladı. İran, Irak a karşı Barzani nin başkanlığını yaptığı PDK yi destekliyordu. Kürt grupları, özellikle Talabani ve Barzani, zaman zaman birbirleriyle çatışıyorlardı. Talabani önderliğindeki YNK (Kürdistan Yurtsever Birliği) hem İran hem de PDK (Kürdistan Demokrat Partisi) karşısında savaşıyordu. 1984 yılında Barzani nin arabuluculuğu ile Talabani ve İran bir anlaşma yaptılar. Anlaşma gereği, Irak ın toprak bütünlüğüne bağlı kalmak şartıyla, Saddam devrilene kadar, İran ın verdiği destek kabul edilecekti. Bu sürecin sonunda bütün Kürt grupları Şam da toplanarak bir protokol imzaladı. Hiçbir Kürt örgütü, kendisini destekleyen devletin yanında diğer Kürt örgütlerine karşı savaşmayacaktı. İran karşısında güç yitiren ve karşısında kendi rejimini tehdit eden, birleşerek güçlenen Kürt hareketini gören Saddam Hüseyin in çaresi Halepçe katliamı olmuştu. 14 Mart günü İran ın da desteğiyle Peşmerge gücü Halepçe ye girdi ve kenti ele geçirdi. Halkta büyük sevinç yaratan bu gelişme, Irak ordusunun Halepçe den tamamen çekilmesini de beraberinde getirmişti. Halepçe iki gün boyunca özgürlüğün tadını çıkardı. Kürt bölgelerindeki çarpışmalar durmuş, İran ile Irak arasındaki karşılıklı top atışları ise sürüyordu. Bu dönemde iki ülke arasında savaşın durdurulmasına yönelik girişimler de başlamıştı. Ancak henüz bir sonuca ulaşılmamıştı. Kürt bölgelerindeki başkaldırıların yoğunlaşması üzerine Saddam rejimi, ciddi bir panik yaşamaya başlamıştı. Peşmerge gücünün büyük bir bölümü Halepçe den geri çekilmişti. Tarihler 16 Mart ı gösterdiğinde ise Irak ordusunun savaş uçakları Halepçe semalarında belirmeye başlamıştı. Uçaklar 3 gün boyunca Kürt bölgesi olan Germiyan alanı içine giren birçok bölgeyi bombalamaya başlamıştı. Ancak Halepçe ye atılan bombalar bu kez farklı cinstendi. Kent merkezine Hardal ve sarin gazları olarak bilinen kimyasal bombalar atılmıştı…!”
Tarih bizlere gerçekten de çok şeyler anlatıyor. Halepçe katliamından iki ay sonra 8 yıl süren İran Irak savaşı nın son bulması ve ateşkes ilan edilmesi, Halepçe ye atılan zehirli gazların ABD, Fransa ve Almanya patentli olması, tüm dünyanın bu katliama sessiz ve seyirci kalması, katliamdan 17 yıl sonra ABD nin Irak ı işgaliyle birlikte Baas rejiminin devrilmesi ve Saddam ın yargılanma sürecinde Halepçe katliamının tekrar gündeme gelmesi…
Tüm bunlar tarih süreci içinde yaşanan gelişmeler ve insanlığın birer yüz karası… İnsanlığın seyirci kaldığı katliam, Kürt halkı değil de farklı bir dinden ve milliyetten olan insanlara yönelik olmuş olsa bugün dünya ayağa kalkmış olurdu. Tüm dünyanın sessiz kaldığı katliam ın üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen Halepçe nin yaraları sarılmış değil, üstelik bir çok ülke Halepçe katliamından bile habersiz…!
Bismilliler olarak, Halepçeyi unutmadık ve asla unutmayacağız. 5 binden fazla insanın sorgusuz, sualsiz kimyasal gazlarla zehirlenmesi büyük bir insanlık ayıbı ve dramıdır. Ama ne acıdır ki, Halepçe, bir Hiroşima gibi gündeme gelmiyor veya getirilmek istenmiyor. Bunun tek bir nedeni olabilirdi; Ölenler Kürt ve Müslüman’dı. ölen binlerce Kürt Müslüman görmezlikten gelinmek isteniyordu. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Halepçe katliamını gerçekleştiren diktatör Saddam ın Kürtlere yönelik baskıları daha da artarak devam ediyordu ve kimse buna ses çıkaramıyordu. Ta ki ABD de yaşanan 11 Eylül saldırılarına dek… Bu saldırılarda Irak ı suçlayan Bush yönetimi Irak ı işgal etmiş ve Saddam ı idam ederek bir anlamda haksız yere öldürülen binlerce Kürt halkının intikamını almış oluyordu… Saddam ın onursuzca idam edilmesi Halepçe katliamının bir bedeli olarak görülüyordu. Aslına bakarsanız hiçbir bedel Halepçe katliamının yüreğimizdeki sızısını hafifletemez, hatta hiç dindiremez…  Ama yine de Saddamın onursuzca ölümü Halepçe ye tanıklık edenlerin ve tarihte bunun izlerini yaşayanların yüreğine biraz olsun su serpmiştir…
Halepçe Katliamını bir kez daha kınıyor ve her ne olursa olsun bir daha hiçbir katliamın yaşanmamasını diliyoruz….