Diyarbakır İnanç Özgürlüğü Platformu Halepçe Katliamının 27'inci yıldönümü münasebetiyle bir açıklama yaptı. Açıklamada, mazlum Kürt halkına yapılan bu katliamın insanlık için kara bir leke olduğuna vurgu yapıldı.
 
Halepçe Katliamının 27'inci yıldönümü münasebetiyle tepkiler gelmeye devam ediyor. Diyarbakır İnanç Özgürlüğü Platformu, yapılan katliamın insanlık dışı olduğunu belirterek mazlum ve mustazaf Kürt halkının emperyalizmin ayakları altında çiğnendiğine dikkat çekildi.
 
“7 bin Müslüman Kürdün canına kıyıldı”
 
Dünya tarihine kara bir leke olarak geçen ve insani değerlere karşı geliştirilen en korkunç vahşetin 27'inci yıldönümünün yaşandığını hatırlatıaln açıklamada, “Halepçe katliamı insanlık adına bir utanç, dünya tarihinde ise kara bir sayfa olarak yerini aldı.  Saddam Hüseyin iktidarında 16 Mart 1988'de Irak'ın Halepçe kentinde savunmasız Müslüman Kürt halkına, Zalim, gaddar, acımasızlığı ile ün yapan Saddam'ın emriyle kimyasal hardal, siyanür gazlardan müteşekkil bombalar yağdırılmıştır. Kimyasal gazın etkisiyle 7 bin insanın, Müslüman Kürdün canına kıyıldı. Halepçe'de kimyasal gazın etkisi 2015 yılında bile hissedilmektedir. Halepçe katliamı Irak'ta yaşayan Müslüman Kürtlere karşı girişilen bir soykırım hareketidir.” İfadelerine yer verildi.
 
“Halepçe despot zalimlerin kara lekesidir1
 
Halepçe'nin tarihin unutulmaz sayfalarından biri olarak insanlığın yeni bir trajediye tanıklık ettiği bir gün olduğunu belirten açıklamada, “Vahşete tanıklık edenlerin ifadesi ile ‘yanmış et kokusundan başımız döndü', diye tarif ettiği katliamın ve soykırımın yıldönümüdür. Halepçe, henüz yeni doğmuş çocuğuna sarılı bir şekilde can veren baba ile çocuğunu bir fotoğraf karesinde buluşturan, hafızalara kazınmış tarihe despot zalimlerin kara bir lekesi olarak geçmiştir.” Denildi.
 
“Emperyalizm için insan hayatı ucuzdur”
 
Katliamın baş sorumlusunun sadece Saddam olmadığını ve emperyalist devletlerin bu katliamın suç ortaklığını taşıdığına değinen açıklama daha sonra,  “Bu kimyasal silahların Türkiye üzerinden ABD başta olmak üzere İngiltere, Almanya ve Fransa'nın Irak'a satması da bu ülkelerin bu katliam ve soykırımın suç ortağı olduğunu gösterir. Günümüzde sözde, insan haklarının savunurculuğunun yapan büyük şeytan ABD ve Batı Emperyalizmi katliamda en büyük pay sahibidirler.  Nitekim Emperyalist ülkelerde İnsan hayatı ve özelde Müslüman halkların hayatı çok ucuzdur.  Kendi çıkarları için hangi halktan, mezhepten, ten rengi farklı olan insanların katledilmesi, soykırıma uğraması umurlarında bile değildir. Dünya ülkelerinde dünüyle, bugünü arasında oynanan oyunun adı barbarlıktır.” İfadeleri ile devam etti.  (İLKHA)
 
Editör: Haber Merkezi