Down Sendromu olan her bireyde zekâ geriliği olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’de ve dünyada iyi bir eğitim sürecinden geçen birçok Down Sendromlu bireyin çalışma hayatında ve yetenekli olduğu işlerde görev alabildiğini dikkat çekti.

Uzmanlar, “Çocuğun geri kalmasını bekleyip 1 yaşından sonra müdahaleye başlamak doğru değildir. 0 ay itibari ile eğitime başlamak çok önemlidir” uyarısında bulundu.

Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yardımcı Doçent Doktor Başak Ayık, Down Sendromu’nun, beyin ve beden gelişiminde aksaklıklarla seyreden bir genetik sendrom olduğunu söyledi.

“Hepsinde zihinsel yetersizlik ortaya çıkmıyor”

Toplumda görülme sıklığının yaklaşık olarak yüzde 0.1 olduğunu belirten Doktor Ayık, “Zihinsel yetersizliğin en sık genetik sebebi olmakla birlikte Down Sendromu olan her bireyde zihinsel yetersizlik olacak diye bir kural yoktur.  Anne yaşı arttıkça dünyaya gelecek olan bebekte Down Sendromu görülme riski de artış göstermektedir. Bu açıdan 35 yaş ve üzerindeki anneler belirgin olarak daha yüksek risk altındadır.” dedi.

“Gerekli takip ve kontroller zamanında yapılmalı”

Tüm genetik sendromlarda olduğu Down Sendromu görülen bireylerde de tipik bazı görünüş özellikleri, davranış özellikleri ve fiziksel rahatsızlıklar olabildiğini ifade eden Doktor Ayık, “Bir genetik sendromun tanılanmasındaki en önemli amaçlardan biri sendroma özgü sık görülen rahatsızlıklar hakkında ailelerin önceden bilgi sahibi olarak gerekli takip ve kontrolleri zamanında yaptırması, böylece erken teşhis ve müdahaleler ile yaşanabilecek tıbbi sorunların olumsuz etkilerini mümkün olan en hafif düzeye indirmektir” diye konuştu.

“Toplumdan izole olmak sorunları artırıyor”

“Tipik görünümleri olan tüm hastalıklarda olduğu gibi maalesef bu bireylerin de bazen çevreden gelen dikkatli ve rahatsız edici bakışlara ve hatta davranışlara maruz kalabiliyor” diyen Doktor Ayık, “Eski yıllara göre kronik ve özel hastalıklar ile ilgili toplumsal farkındalık çalışmaları ve sosyal destek sistemlerinin gelişmesi bu konuda yaşanan sıkıntıları bir nebze azaltmış olsa da tamamen ortadan kaldırmış değildir. Önyargılı ve dışlayıcı tutumlara maruz kalan bireylerin aileleri bu sorunla baş edemediklerinde kendilerini ve çocuklarını toplumdan izole etmeye çalışarak bu sıkıntıyı hafifletmeye çalışabilir. Ancak aslında tam da bu noktada sorunlar artış gösterebilir.” uyarısında bulundu.

“Tanısı ne olursa olsun kronik rahatsızlığı olan özel bir çocuğa sahip olmak aileler için her zaman uzun ve yorucu bir yola başlamak anlamına gelir” diyen Ayık, “Bu noktada toplumdaki herkese bu bireyleri ve aileleri desteklemek adına önemli görevler düşmektedir. Unutulmamalıdır ki buna benzer durumlar herkesin başına gelebilir.” dedi.

1 yaşından önce müdahale şart

Down Sendromlu bebeklerin gelişim geriliği yaşamasının bilinen bir gerçek olduğunu belirten Doktor Ayık, “Bu sebeple çocuğun geri kalmasını bekleyip bir yaşından sonra müdahaleye başlamak doğru değildir. Hedef gecikme başlamadan desteğe başlayarak zaman içinde yaşıtları ile arasında açılacak makasın mümkün olduğunca dar tutulması olmalıdır. 0 ay itibari ile eğitime başlamak çok önemlidir” uyarısında bulundu.

Doktor ziyaretleri aksatılmamalı

Down Sendromlu çocuklarda sık görülen fiziksel hastalıklar olduğunu belirten Doktor Ayık, bu hastalıkların kalp hastalıkları, tiroid hastalıkları, bağırsak rahatsızlıkları ve bazı psikiyatrik durumlar olduğunu ifade etti.

Doktor Ayık, “Aileler çocuklarının tıbbi kontrollerini zamanında yaptırmalı, bu konuda ayrıntılı bilgi almak için hekimlere başvurmalı, mümkün olan en erken zamanda fiziksel ve zihinsel gelişim düzeylerinin tespit edilmesini sağlayarak, erken eğitim programlarına başlatmalıdır.” tavsiyesinde bulundu.

Sosyal becerileri yüksek sevgi dolu bireylerdir

Doktor Ayık, son olarak şunları söyledi: “Unutulmamalıdır ki Down sendromu olan her bireyde zekâ geriliği yoktur. Ülkemizde ve dünyada iyi bir eğitim sürecinden geçen birçok Down Sendromlu birey çalışma hayatında, yetenekli olduğu işlerde görev alabilmektedir. Sosyal becerileri oldukça iyi olan, dostcanlısı ve sevgi dolu bireylerdir”

Editör: Haber Merkezi