Bismihi Teâlâ

Çok kısa bir süre önce İmam Hatip Okullarının kuruluşunun 60. Yılı olarak İmam-Hatip mezunları ve mensuplarının katıldığı 7. Kurultay Doğu-Batı Kardeşlik Buluşması adıyla Diyarbakır’da gerçekleştirildi.

Daha önce de farklı zamanlarda ve yerlerde Doğu-Batı Kardeşlik Buluşması adıyla programlar tertip edilmişti. Hatta geçen sene Ankara’da yapılan Doğu-Batı Kardeşlik Buluşmasına tâ Şırnak’tan, Mardin’den ve Diyarbakır’dan İslami Sivil Toplum Kuruluşları mensuplarının ve temsilcilerinin katıldığını iyi biliyorum.

Doğu-Batı Kardeşlik Buluşması Programları İslami duyarlılık sahibi STK’larla bir dizi toplantı, istişare, çalıştay ve paneller gerçekleştirilecek şekilde yapılıyordu. Özellikle de özelde Kürt Meselesi ve genelde Türkiye’nin diğer sorunları İslami çerçevede masaya yatırılıyordu.

Ama ne hikmetse bu Kardeşlik Buluşması diğerlerinden çok farklı oldu.

Birincisi: Diyarbakır’da yapılmış olmasına rağmen, Diyarbakırlı İslami Sivil Toplum Kuruluşlarından bir ikisi hariç hiçbiri davet edilmemişti.

İkincisi: Kardeşlik Buluşması Diyarbakır’da gerçekleşmesine rağmen Kürt meselesine vesaire diğer meselelere değinilmemiş bile olması.

Peki, bu İmam Hatip Okullarının kuruluşunun 60. Yılı olarak İmam-Hatip mezunları, mensupları 7. Kurultayı olmakla beraber bir kardeşlik buluşması değil miydi?

Bu nasıl bir "Doğu- Batı Kardeşlik Buluşmasıydı"?

Doğu’daki tüm İslami Sivil Toplum Kuruluşları davet edilmeli değil miydi? Yoksa Doğusuz Doğu-Batı Kardeşlik Buluşması mı olur?

Farklı cemaatlere mensup olmalarına rağmen Diyarbakır’da, Mardin’de, Batman’da, Şanlıurfa’da, Adana’da vesaire yerlerde haksızlıklara, sıkıntılara, sorunlara karşı bir araya gelen; omuz omuza verip fikir birliği yapan Sivil Toplum Kuruluşlarının davet edilmediği kardeşlik buluşmasına bilmiyorum ne diyelim. Merhaba Kardeşlik!

Kardeşlik buluşması böyle mi olur?

Yok, eğer bu sadece kurultaysa ki yine bu STK’ların davet edilmesi lazımdı. Davetiyelerin bir iki istisna dışında yüz binleri temsil eden Sivil Toplum Kuruluşlarının görmezden gelinerek ferdi olarak 50–100 kişinin davet edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Hem bu ne Önder’in felsefesine ne de kardeşlik hukukuna uyar.

Doğu’nun tüm baskılara, asimilasyonlara, kirli ve derin çalışmalara rağmen bölgenin maneviyatı için canla başla çalışan İslami dinamikleri kimse görmezden gelmemeliydi. Doğu da din ve iman varsa başta Allah’ın yardımı sonra da hakka gönül veren bu Sivil Toplum Kuruluşlarının çalışmaları, fedakârlıkları sayesindedir. Hiç kimse bunu inkâr edemez ki, Doğu’daki cemaatlerin hizmetlerinden olmasaydı Doğunun yekûnuna çoktan Leninist, Komünist bir zihniyet hâkim olacaktı. Ama hamd olsun, bölgede A’sından Z’sine kadar çalışan hizmet eden Müslüman Cemaatler var. Allah yolunda Allah için halkımıza verdikleri hizmetlerden dolayı müteşekkiriz kendilerine.

9329_dogu-bati-kardesligi-diyrabakir.jpg

Yine Kutlu doğum mevsiminde salonlarda, statlarda, meydanlarda yüz binleri peygamber sevdasıyla ayağa kaldıran Peygamber Sevdalıları Platformu gibi platformlar, Sivil Toplum Kuruluşları görmezden gelindi.

Önder’in değerli yetkilileri Yüz binleri Peygamber sevdasıyla meydanlarda bir araya getirebilen bu İslami Sivil Toplum Kuruluşlarını duymamış olamazlar.

Din ve iman hizmeti için koşturan, hakkın yolunda halkın hizmetinde gecelerini gündüzlerine katan; bu çalışmalarından önceden bedel ödedikleri gibi bedel ödemeye devam eden Doğu’daki kardeşlerini duymamış olamazlar.

Fakat maalesef onlarsız, doğusuz kardeşlik buluşması yapıldı, Doğu-Batı kardeşliği buluştu mu, onun yorumunu sizlere bırakıyorum.

Önder’in Değerli yetkililerinin iyi niyetlerinden hiç şüphem yoktur. Fakat Kardeşlik Buluşmasının davetiyelerini hazırlayanlar için, Diyarbakır’daki kılavuzları için iyi niyetli olduklarını düşünemediğimi açıkça belirtmek istiyorum.

Birileri bilinçli olarak Doğu’nun İslami dinamikleri olan Mustazaf Der, İkra Der, Umut Der vb. Sivil Toplum Kuruluşları ile Batı arasına set mi çekmek istiyor?

Bunu nasıl okumak lazımdır?

Tahammülsüzlük mü, çekememezlik mi; adavete varan bu yaklaşımın derinlerinde ne var?

Ne garip, İmam Hatiplerin dostu! Osman Baydemir bile davet ediliyor; ama İslami STK’lar davet edilmiyor. Ağır olmayacaksa siz buna BDP-Batı Kardeşlik Buluşması deyin.

Tüm bunlar bir yana, İmam Hatipliler Der diye bir dernek olmasına rağmen bu dernek bile davet edilmemiş.

Gariplikler yumağı bir kardeşlik buluşması işte.

Belli ki birileri Doğu-Batı kardeşliğinin gerçekleşmemesi için iyi çalışıyor. Bölge dinamiklerinin gerçek manada tanınmasını istemiyorlar. Bölge denilince, Doğu denilince, Diyarbakır Mardin denilince sadece PKK’nin akla gelmesini; kan ve kaosun, taşların ve Molotofların akıllara gelmesini istiyorlar.

Ama unutulmamalıdır ki, görmemezlikten gelinen, yok sayılan Peygamber Sevdalıları bölgenin en büyük gerçeğidir. Bunun delili Peygamber aşkıyla meydanlara inen yüz binlerdir. Güneşi balçıkla sıvayanlarla beraber herkes er veya geç bu gerçeği kabul etmek zorunda kalacaktır.

Peygamber sevdalılarından ve Doğu’nun diğer Sivil Toplum Kuruluşlarından Önder’in bir özür borcu vardır. Kardeşlik hukuku gereği bunu ifa ettikleri takdirde en büyük kardeşliğe hizmet etmiş olacaklardır, inşallah.

Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

(Muhsin Canan)

kAYNAK:http://hurseda.net/Muhsin-Canan/3293/Dogusuz-Dogu-Bati-Kardesligi.html