DEVŞİRİLMİŞ KÜRTLER! VE EMANET OYLAR

Seçim dönemi içerisinde birçok yazı kaleme aldım.Bunlardan hiçbirisini paylaşmadım kimseyle. Bunun nedeni ise; eleştiri kültürümüzün ve eleştiriyi kabullenme alışkanlığımızın halen olgunlaşmaması olsa gerek...

Neyse madem dört gözle beklenen ve bayağı heyecanlı geçen  bir seçim dönemini geride bıraktık,öyleyse bir iki kelam edebiliriz artık...

Geçmiş yıllara ve o yıllardaki seçim sonuçlarından hareketle “bazı seçmenler koyun, bazıları odun, bazıları ise göbeğini kaşıyan” tarzı ayrımlara hakarete maruz bırakılıyordu.

Bunlar içerisinde özellikle de Kürt siyasetçilerinin ve bazı milletvekillerinin beyanatları dikkatimi çok çekmişti. Kendi siyasi ideolojilerini temsil eden partiye oy vermedikleri için “devşirilmiş” kavramıyla nitelendiriliyorlardı bazı seçmenler. Özellikle bazı Kürt seçmenlere karşı kullanılan bu yakıştırmalar bazen daha da ileri giderek “onun bunun Kürdü” gibi hakaret sınırlarının da üzerine çıkıyordu.

Bu gibi yaklaşımlar gerçekten siyasi hazımsızlık ve yenilgiyi kabullenmemenin verdiği bir mızıkçılıktı. Yani yenilirsen karşıdakine hakaret et ve rahatla tarzında bir halet-i ruhiyeydi. Galip gelirsen ise cicim, gülüm tarzı sevgi ifadelerinden ibaretti yalancı sevgileri...

BU SEFER SEÇİMLER SORUNSUZ GEÇTİ!

En son seçimde ise bu “devşirilmiş” olarak nitelendirdikleri insanların büyük çoğunluğu kendi ideolojilerini temsil eden partiye oy verdiği görüldü. Fakat bu sefer herhangi bir hakaret ifadesiyle karşılaşmadık her nedense! Tıpkı her seçimde trafolara kedilerin girdiği yaygarası, elektriklerin kesilmesi ve oyların çalındığı”gibi iddiaların bu seçimde olmaması gibi. Kendilerince emanet oyların geri dönmesi olarak tanımlandı. Bazılarına göre ise bu insanların artık uyandığını, büyük oyunu gördüğünü yazdı çizdi. Fakat benim merak ettiğim konu ise şu:

Ne oldu bu devşirilmiş Kürtlere?

Yani bir insan sizin ideolojinizi benimsemeyip farklı bir yol çizip ona göre siyasi tercihini belirliyorsa hain mi oluyor veya devşirilmiş,satılmış Kürt mü oluyor?

Yani bir insan sırf o problemi halletmek maksadıyla sizin yanlışınızı,eksikliğinizi söylüyorsa bu adam yaramaz ve adi bir insana mı dönüşüyor?

Özeleştiri kültürünün olmadığı ve eleştiriye kapalı bir toplum olmakla övünmenin toplumsal bir norm haline geldiği bu zamanda , haksızlığı ve yanlışlığı görüp düzeltmek maksadıyla eleştirebilme hasleti, bir erdemdir. Gücün ve kuvvetin karşısında sessizliğe gömülüp, kraldan çok kralcıların türediği bir zamandayız. İşte böyle bir zamanda güçlünün haksızlıklarını görmeyip, mazlumun haklılığını suç saymak çoğu insan için karakter halini almıştır. İnsanların öz iradesine, seçimine karşı saygıyı birinci olana almak en lüzumlu meseledir. Hakaretin, şiddetin ve gücünü kuvvetten alıp şiddet dilini kullanan herkes şunu bilsin ki ; herkesin sizin gibi düşünme gibi bir lüksü yok. Bırakın da insanlar milliyetçilikten uzak , hak ve adaletin pencerisinden baksın hayata...İşte bu şekilde oldu mu daha mutlu ve daha özgürlükçü bir hayata adım atmış oluruz.

                                             Saygı ve sevgilerimle...

                                                                                 ÇETİN CAN