BDP’li Demirtaş, tarihi Dağkapı Meydanı’nda, partisi ve halk üzerinde 12 Eylül dönemlerini aratmayacak baskıların olduğunu iddia etti. Demirtaş, 90’lı yıllardaki sıkıyönetim döneminde de böyle olduğunu ileri sürerek, “90’larda Batman’da, Silvan’da şehirler köyler yakılırdı, medya ve devlet üstünü örterdi. Bugün benzer şeyler yaşıyoruz. Belki infazlar köy yakmalar yok. Ama her gün faşizmi yaşıyoruz.” iddialarını sıraladı. AK Parti gibi düşünmeyen ve devletin çözüm politikalarına inanmayan herkese düşmanlık yapıldığı iddiasını sürdüren Demirtaş, bugünden sonra yapılacak eylemleri de oturma eylemiyle başlattıklarını kaydetti. Halkı direnişe çağırdığını ifade eden Demirtaş, şunları söyledi: “Halkı her yerde, 10 kişi, 5 kişi, 500 bin kişiyi direnişe çağırıyoruz. Bu faşizme karşı direnmek bir onurdur, bir haktır. Biz direneceğiz. Kim ne anlarsa anlasın. Bu olumsuzluğa karşı direneceğiz.”

Barış için yola çıktıklarını savunan Demirtaş, dövüldüklerini iddia etti. Ateşkesi de kendilerinin sağladığını ileri süren Demirtaş, hakarete uğradıklarını ve her türlü engellemeye rağmen siyasete girdiklerini belirtti. Demirtaş, “AK Parti durmuyorsa biz de durmayacağız. Eğer AKP barış sevdalısıysa barışı kovalamak zorundadır. Eğer AKP akan kanın durmasını bizim kadar istiyorsa barışı gerçekleştirmek için daha fazla çaba göstermek zorundadır.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, barışa giden yolun artık İmralı’dan geçtiğini ileri sürerek, AK Parti’nin geçmişte bunun farkına vardığını kaydetti. İnsanlar ölmesin diye meydanlarda oldukları iddiasını sıralayan Demirtaş, zarar vermek veya gerginlik çıkarmak için meydanlara çıkmadıklarını ifade etti.

Demirtaş, polisin güvenliği içinde sokaklarda olduklarını iddia ederek, “Bize kim oluyorsunuz diye soranlara söylüyoruz. Siz kendinizi koruyamıyorsunuz, biz sizi korumaya çalışıyoruz. Bunu anlamaya başladığınız zaman bu ülkeye barış gelecek.” şeklinde ifadelere yer verdi.

Demirtaş, Öcalan'la ilgili gelişme olmadıkça barış ortamının imkansız olduğunu savunarak, şu ifadeleri kullandı: “Öcalan İmralı’da tutulduğu sürece biz bu ülkede ne kadar barış sağlamaya çalışırsak çalışalım. Bunu gerçekleştirmek zor ve imkansız olacaktır. Açıkça Öcalan’ın özgürlüğünün tartışılmasını önünün açıldığını günü gelmiştir. Bundan dolayı burada başlattığımız oturma eylemiyle bütün Türkiye kamuoyuna sesleniyorum.

Barış AKP’nin atacağı tek bir adıma kalmıştır. Barışa gidecek adımı AKP atmakla görevlidir sorumludur. Bu kadar hakarete tahammül etmek zorunda değiliz. Herkes haddini bilecek. Devlet de devletliğini bilecek. Kadına da çocuğa da vekile de yaklaşırken haddini bilecek. Yapılmak istenen Gemlik yürüyüşü tıkanan bu süreci aşmak için demokratik bir refleks olacaktı.”

Editör: Haber Merkezi