ÇOCUKLARIMIZ ELİMİZDEN GİDİYORLAR

Allah, bize bu hayata bazı emanetler verir,  O emanetlerden bir taneside çocuklarımızdır, bizler onlar için çalışır onlar için didiniriz. Rahat bir hayat yaşamaları için gece gündüz çalışır, yemeyiz yedirir, içmeyiz içirir, giymeyiz giydiririz  onları. Hastalanmasınlar ve onların başına bir bela ve musibet gelmesin diye elimizden geleni yapıyoruz. Hastaladıkları zaman onların başımdan uykusuz geceler geçiririz.  Fıtrat olarak, Allah onların sevgisini kalbimize yerleştirmiştir.

Yani bizim vazifemiz çocuklarımız için bu kadarı yetmez. Çocukarımızı güzel bir terbiye ile onları İslami ve dünyevi bir ilimle, kur-an ahlakıyla büyütmeliyiz. Eğer çocuklarımızı İslami bir terbiye ile yetiştirmesek onların ne kendilerine nede bir başkasına faydaları olur. Allah'ın istediği gibi evlatlarımızı yetiştirmesek, Allah'ın bize verdiği emanete sahip çıkmamış oluruz. Allah cc Tahrim süresi 6 ayete " Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır."  Ayete geçen sadece kendimizi kurtarma derdine düşmemeliyiz ve kendi aile fertlerimizde kurtarmak için çalışmalıyız.  Görevimizi yapmasak Allah onların hesabını bizden soracaktır. Nasıl ki bizler kendimizi islami bir terbiye ile yetiştiriyorsak, çocuklarımızı da aynı şekilde yetiştirmeliyiz. Allah, Resulü sav bir hadiste " Hepiniz çobansınız ve hepiniz götüğünüz sürüden sorumlusunuz."  

Dünya işleriyle o kadar meşgul olmuşuz ki çocuklarımızı unutmuşuz. Daha erkendir, daha küçüktür, daha zaman var onlarla ilgilenmedik, onları İslami bir ahlakla yetiştirmedik. İbadetten uzak kaldılar, onları başı boş bıraktık. Belli bir zaman sonra büyüyüp ve hiç kabulemediğimiz fikirler ve kötü yolara düştüğünü ve bir bakıyoruz ki çocuklar elimizden gitmişler. Telefon, internet, esrar ve eroin bataklık deryasında yüzüyorlar.Kendi çevresinin dışında  ne kimsenin sözünü nede ailesinin sözünü dinlerler. Anne, baba ve büyükleri olarak onları o bataklık deryasında kurtarmak için bir şey yapamıyoruz. Genç ve yeni gelen neslin kanı kaynamakta ruhlarını kendi nefislerin istediği şekilde kendilerine yeni hayat tarzı kurmaya çalışıyorlar, gittikçe kötülüklerin içine batıyorlar.
Toplum olarak bana ne ve bana dokunulmasın  korkusuyla onların elinden tutup hakikati söylemekten aciz ve toplum olarak suskunuz. Bunu unutmayalım bu gün görüyoruz ki bu suskunluğumuz, kötülüklerin çoğalmasına, fitnelerin büyümesine ve büyük günahların ortaya çıkmasına sebebiyetir. Bizler toplum ve yetkililer olarak bu kötülüklerin önüne geçmesek ve büyük önlemler almasak, yarın o kötülükler evimizin içine kadar girer ve çocuklaramızada sirayet edecektir.

Onların önüne geçersek bir set vurursak çocuklarin elinden tutarsak, hakikat yolu onlara gösterirsek, doğru yolu bulacakların hiç şüphemiz olmasın. Eğer bir uyarıcıya ve yol gösteriye ihtiyacımız olmasaydı, Allah binlerce Peygamber göndermezdi uyarıcı olarak. Gençlerimiz, çocuklarımız elimizden giderlerse, hem dünyada hem ahirete, Allah'ın huzurunda mahcup ve perişan olacağız. Allah cc Enfal süresi 25 ayetinde "   
Bir de öyle bir fitneden sakınınız ki, o fitne, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz, umuma yayılır ve hepsini perişan eder. Biliniz ki Allah, azabı şiddetlidir" 
(Aydın Bal)