CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır'da yaptığı açıklamada, Şırnak'ın Uledere İlçesi Irak sınırındaki operasyonda 35 kişinin ölmesini değerlendirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirip, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i istifaya davet etti. Tanrıkulu, "Bu insanlar açıkça öldürüldü. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik'in yaptığı açıklama ise gerçekten tüylerimizi ürpertecek nitelikteydi. Bu olaya bir trafik kazası gibi bakıyor. Sanki Başbakan da dün yaptığı açıklamada bu olay bir iş kazasıymış gibi bakıyor. Bu operasyon yanlış planlanmıştır. Ama bu yanlış planlama bir işin idaresi ile ilgili değildir. Doğrudan doğruya insanların ölümüne neden olmuştur" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında Şırnak'ın Uludere İlçesi'nin Irak sınırındaki olayın Türkiye sınırları içinde olduğunu iddia etti. Tanrıkulu, "Ölenlerin yaşadığı coğrafya, etnik kimlik, yaptıkları iş icabı nedeniyel bazı insanların zihin dünyasında bu ölümleri meşru mu kılıyor? O nedenle mi bu hükümet bu kadar kayıtsız kaldı bu olaya? Eğer böyle bir şey varsa bu vicdansızlığı kabul etmek mümkün değil. Ölenler bizim insanlarımız, bizim yurttaşımız, bu Cumhuriyetin insanıdır. Bazılarının dediği gibi 'sözde vatandaş' değillerdir" dedi.

Şırnak'taki olaya umursamaz tavır, hükümetin bu yurttaşları bu ülkenin gerçek vatandaşları olarak görmediği yönünde olduğunu söyleyen Tanrıkulu, şunları söyledi:

"Bu ölüm olayı ile yapılan umursamaz tavır hükümetin bu yurttaşlarımızı bu ülkenin gerçek vatandaşları olarak görmediği yönündedir. Yoksa bu şekilde bir tavır içerisinde bir hükümet olamazdı. AKP sözcüsü Hüsyin Çelik'in yaptığı açıklama gerçekten tüylerimizi ürpertecek nitelikteydi. Bu olaya bir trafik kazası gibi bakıyor. Sanki Başbakan da dün yaptığı açıklamada bu olay bir iş kazasıymış gibi bakıyor. Bu operasyon yanlış planlanmıştır. Ama bu yanlış planlama bir işin idaresi ile ilgili değildir. Doğrudan doğruya insanların ölümüne neden olmuştur. Büyük bir felakete neden olmuştur. Sizin yanlış planladığınız olayla dünyanın en gelişmiş ölüm araçları olan uçaklar havalanmıştır. ve kendilerini görmeden kimliklerini tespit etmeden imha etmiş, öldürmüştür. Ben otopsideki fotoğraflarını gördüm insan vicdanının kabul etmeyeceği bir ölüm şeklidir bu, parçalanmış, yanmış vücutlar, yok olmuş kafalar. Hükümet bu olayı basit bir operasyon kazası gibi görüyor. Bu iş kazası mıdır? Sanki Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde bir trafik kazası olmuş 25 kişi yaşamını yitirmiş böyle bir yaklaşım tarzını kabul etmemiz mümkün değildir."

SORUMLULUK O ÇOCUKLARIN ORAYA GİTMESİNE NEDEN OLANLARDIR

Tanrıkulu, sınır ticareti denilen olayın yıllardır hükümetin bilgisi dahilinde yapıldığını iddia etti. Tanrıkulu, "Eğer bu cumhuriyeti 10 yıldır yönetenler Türkiye'nin ileri demokraside, dünyanın bilmem kaçıncı ekonomi ülkesi olduğunu söylüyorlarsa bu cumhuriyetin 13 yaşındaki yurttaşlarını 20 liralık bir gelir için sınırın diğer tarafına gönderilmesine göz yumup, önleyemiyorlarsa ve bu yoksulluğu önleyemiyorlarsa sorumluluk oraya giden çocuklarda değil, hükümettedir. Sorumluluk annesinde ve babasında değil, sorumluluk 15-16 yaşlarındaki çocukların oraya gitmesinde değil, sorumluluk bu cumhuriyeti yönetenlerdedir" dedi.

HÜKÜMET BU OPERASYON ALTINDA EZİLMİŞTİR, YOK OLMuşTUR

İnsan ölümleriyle sorunların çözülemeyeceğini belirten Tanrıkulu, "Eğer bunların velevki yasadışı bir faaliyet yapıyorlardır. Neden sağ yakalanmasını düşünmediniz. Operasyon bölgesinde tek bir silah bile yok. Operasyon yapıldıktan sonra hiçbir asker ve hiçbir güvenlik görevlisi, hiçbir kamu görevlisi gelmemiştir. Köylüler kendi imkanlarıyla, traktörlerle cesetlerini getirmişlerdir. Oraya bakılmamıştır bile. Böyle bir felaket ve hukuk dışı tabloyla karşı karşıyayız. Hükümet bu operasyon altında ezilmiştir, yok olmuştur. Eğer yok olmasaydı aynı gün çıkıp açıklama yaparlardı" diye konuştu.

İÇİŞLERİ BAKANI İSTİFA ETMELİ

Hükümetin özür dilemesini isteyen Tanrıkulu, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i de istifaya davet ederek, şöyle dedi:

"Hükümet derhal hata filan değil, özür dilemelidir. Türkiye'den özür dilemelidir. Bütün yurttaşlarımızdan özür dilemelidir. Bu acıyı yılın son günlerinde Türkiye'ye yaşattığı için. Çünkü ailelerin maddi ve manevi zararları karşılanmalıdır. Üçüncü olarak hükümet her ne kadar bir trafik ve iş kazası olmuş gibi adli ve idari soruşturma devam ediyor diyorsa da o devam edecek, onun sonucunda sorumluları varsa da gereği yapılmalıdır. Ama demokraside bu işlerden dolayı siyasi sorumluluk vardır. Siyasi sorumluluk da bu işin başında olan İçişleri Bakanı'nın başta istifa etmesidir. İstifa demokraside erdemliktir. Sayın İçişleri Bakanı da bu erdemliği göstermelidir. Bu olayla ilgili olarak yurttaşlarımızın acısını paylaşıyor ve içimizde hissediyoruz. TBMM'de de bu sorunun da takipçisi olacağız. Bu istihbarat bilgisinin hava operasyonu yapacak olan 2'nci Taktik Hava Kuvvet Komutanı veya 2'nci Ordu Komutanı'na aktarılmamış olmasını düşünebiliyormusunuz. Eğer böyle bir şey varsa vahim bir tablo vardır. Doğrudan doğruya bu bilgi aktarılmayarak bu ölümlerin yapılmasını sağlamıştır. Eğer aktarılmışsa ve yapılmışsa bu doğrudan doğruya sivillerin ölümüdür. Bu yapılan operasyon basit bir operasyon değil. Hükümetin Başbakınına düşen her bir yurtaşı sıfatı ne olursa olsun yaşamasını sağlayacak siyasal, hukuki ortam yaratmak olmalıdır. Öldürmek değil. Ama bunlar açıkça öldürülmüşler. Net bir şekilde öldürmüşlerdir."

 

Editör: Haber Merkezi