Diyarbakır'da meydana gelen çatışmaların ilin ekonomisi üzerindeki etkileri hakkında İlke Haber Ajansı'na (İLKHA) değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, son 3 aylık olaylarda Diyarbakır'ın ekonomisinin, turizm ve kültürünün çökertilmek istendiğini belirtti.

Son aylarda meydana gelen şiddet olaylarının bölge ekonomisinin üzerinde 3 olumsuz etkisinin olduğunun söyleyen Şeyhanlıoğlu, “Birinci olarak, özellikle Diyarbakır'da kamu ve özel sektörlerde yapılan yatırımları durdu. İkincisi; mevcut olan sermayeyi kaçırdı. Yol kesmeler, araç yakmalar, fabrika basmalar, çifte vergilendirme; yani örgüte vergi vermeyenlerden zorla tahsilat ve araçları yakma şeklinde firmalara ciddi baskılar vardı. Lice'ye kaçırıp çadırlarda yargılama şeklinde… Üçüncüsü, dışarıdan buraya sermaye girişini engelledi. Sermaye korkaktır, güvenliğin olmadığı bir yere gitmez. Bu bakımdan Diyarbakır üç darbe yedi. Özellikle Diyarbakır, genç nüfusun Türkiye'de en yüksek olduğu illerden biridir. Bu anlamda Diyarbakır ekonomisi tek kelimeyle çöktü. Sur bölgesi turizme açılmışken, Silvan'da dünyanın ilk engin iç kemerli köprüsüne turizm akarken, buralarda insanlar yolda yürümeye korkar hale geldi. Türkiye'de terörün ekonomiye verdiği zarar en az bir milyar dolar civarındadır.” dedi.

“Çatışmalar Diyarbakır'a turistin gelmesini engelledi”

Çatışmaların turizm sektörüne de darbe indirdiğini belirten Şeyhanlıoğlu, “ Son üç yıllık çözüm sürecinde tarihi eserlerin onarımı, Hevsel Bahçeleri ile Surların UNESCO'ya girmesiyle Diyarbakır'a gelen uçaklarda yer bulunamaz hale gelmişti. Çatışmalar Diyarbakır'a turistin gelmesini engelledi, ekonomide taze sıcak paranın kesilmesine yol açtı. Buraya sadece Ankara'dan, İstanbul'dan gelen turist değil, aynı zamandan yurt dışından gelen ziyaretçiler vardı. Irak Kürdistanı'ndan gelenler vardı. Dağkapı bölgesine günlük 10 otobüs iniyordu. Bunların hepsi kesildi. Şimdilerde işin kapkaç, hırsızlık boyutu da var. Bunlar turizmi ayrıca olumsuz etkileyen faktörler. Her gün basının, küçük bir mahalledeki olayı bütün Diyarbakır'da varmış gibi göstermesi de turizmi bıçakla keser gibi kesti.” ifadelerini kullandı.

“Olaylar Diyarbakır'ın kültür boyutunu öldürüyor”

Diyarbakır'daki tarihi eser ve turizm imkânlarının dünyanın hiçbir yerinde olmadığını söyleyen Şeyhanlıoğlu, “Diyarbakır'a geçen sene, Ocak ayından Nisan ayına kadar gelen turist sayısı, çözüm sürecinden önceki birkaç yıldan daha fazla idi. Bu rakam 300 bin ile ifade ediliyor. Katkısı ise 300 milyon dolar ile telaffuz ediliyor. Bizim beklentimiz şudur, Yaz ayına doğru kayacak olan bir durumda, Diyarbakır Mardin'i sollayabilir. Diyarbakır çok kültürlü ve dilli bir bölgedir. Anadolu'nun kilidi ve kapısıdır. Cemil Paşa Konağı onarıldı. İçkale, Saray bölgesinde inanılmaz eserler açıldı. Belki 500 yıl önce harabeydi ancak şu anda muhteşem bir hale geldi. Arkeoloji müzesi mesela,  muhteşem bir hale geldi. Bütün bunlar, belediye parasını almış olduğu halde, Hz. Süleyman camii civarındaki yerlere bakım yapmayarak orayı dilencilere terk etmiştir. On Gözlü Köprü, surların çoğu onarıldı ve onarılmaya devam ediliyor. Siyah taş kimliği geri geldi. İnsanlar dört ayaklı minarenin ötesine geçemez oldular. Bu derece olan olayların sebebi kimdir.  Bunlar Diyarbakır'ın düşmanlarıdır. Diyarbakır'ın ekonomik ve turizm boyutu telafi edilebilir. Ancak Diyarbakır'ın kültür boyutunu öldürüyor bu olaylar.” diye konuştu.

“Devlet batıdaki esnafı nasıl koruyorsa bu insanları da korumalıdır”

Diyarbakır'da görüştüğü esnafın kendisine, “Eğer devlet bu çapulcuları, bu yol kesen hırsızları, bu soytarıları, engellemez ise biz elimize sopayı alıp kafalarını kıracağız, canımıza tak etti.' dediklerini aktaran Şeyhanlıoğlu şöyle devam etti: “Bir çakal, bir hırsız, bir soytarı, gelip esnafa ‘Örgüt kapatın dedi” diyerek, kepenk kapattırıyor. Devletin bu esnafı koruması lazım Polisse polis, askerse asker, bunun başka bir izahı yok. Devlet İstanbul, Ankara ve İzmir'deki esnafı nasıl koruyorsa, bu insanları da korumalıdır.  Bu kabul edilemez. Gösteri hak, yürüyüş yasaldır.  Ancak bir başkasının malına ve canına zarar vermeye kimsenin hakkı yoktur. Diyarbakır'da herkes PKK'li, HDP'li değil. Böyle bir şey olamaz. Bunlar Kürtlerin yüzde 5'ini dahi temsil etmiyor.”

Editör: Haber Merkezi