Baydemir Fransa Meclisi'nin aldığı kararla ilgili olarak, "Biz Türkiyeliler olarak, Kürdüyle, Türküyle diğer bütün etnik kimlikleriyle, inançsal kimlikleriyle aydınlık bir gelecek arzuluyorsak, mutlaka ama mutlaka geçmişimizle yüzleşmemiz lazım" dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, merkez Yenişehir İlçesi Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu, Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran ve Kayapınar Başkan Vekili Mahmut Dağ ile birlikte Kck soruşturmasında muhabirleri tutuklanan DİHA'nın Diyarbakır bürosuna destek ziyaretinde bulundu. Ajans çalışanlarına 'geçmiş olsun' diyen Baydemir, şu anda büyük bir ateş topu yaratıldığını belirterek şöyle dedi:

ATEŞ TOPU HERKESİ YAKAR

"Öyle büyük bir ateş topu ki gazetecileri gözaltına alarak, tutuklayarak, basın emekçileri üzerinden baskılar oluşturarak, legal siyasetçileri cezaevine koyarak, seçilmiş belediye başkanlarını cezaevine koyarak, muhalif olan hiç kimseye yaşam hakkı tanımayarak, savunma hakkının kutsiyetini temsilcisi olan hukukçuları, avukatları cezaevine koyarak, o ateş topu sönmez. Tam tersine o ateş topu, o alev topu daha da büyür. ve öyle büyür ki herkesi yakmaya da muktedir olur. Umuyor ve diliyorum ki behemehal bu akıl tutulmasından vazgeçilir. Aklın, vicdanın ve yönetme ahlakının gereği olan müzakere süreci, diyalog süreci istişare süreci, ortak paydalarda buluşma süreci bir an önce başlanır."

Baydemir, 2012 yılı arefesinde, 2012'yi değil, 1990, 1994 standartlarında bir demokrasiyle yaşadığımızı ifade etti. Baydemir, "Sivil toplum örgütlerine, basına, uçlara, muhaliflere yönelik en ufak bir muhalefete tahammül yok. Açık yüreklikle ifade etmek isterim ki, bu kent ve bu kente yaşayan insanların evladı olduğumuz halk pek çok badireyi atlattı. Pek çok sıkıntılı zahmetli dönemi atlattı. Bu sıkıntılığı, bu badireleri, bu karanlık dönemi de dayanışmayla akılla aşabileceğimizde zerre kadar şüphem yoktur. Eğer zindansa Kürtçe de bir söz var Zindan jibo me rume te. (Zidan bizim için onurlu bir eve dönüşmüştür) Başka çare yok. Dayanışma. Bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" dedi.

Ziyaret sonrası gazetecilerin, Fransa Meclisi'nin, Ermeni iddialarının inkarını suç sayan yasa teklifini oy çokluğuyla kabul edilmesine yönelik sorularına ilişkin Osman Baydemir, şöyle dedi:

GEÇMİŞİMİZLE YÜZLEŞMEMİZ LAZIM

"Doğrusunu ifade etmek gerekirse biz Türkiyeliler olarak, Kürdüyle, Türküyle diğer bütün etnik kimlikleriyle, inançsal kimlikleriyle aydınlık bir gelecek arzuluyorsak mutlaka ama mutlaka geçmişimizle yüzleşmemiz lazım. Geçmişimizle yüzleşmeden aydınlık bir geleceği kurma şansımız o oranda zayıflayacaktır. Bu yüzleşme hem 1925'le olmalı hem 1938'le olmalı hem de 20'inci yüzyılın başlarındaki hadiselerle, acılarla, tramvalarla olmalı. Bana göre geçmişimizde övünç duyacağımız şüphesiz ki olaylar var. Ama geçmişimiz de üzüntü duymamızı gerektiren reddetmemiz gerektiren olaylar da var. Benim duruşum geçmişimizde kimi vicdansızlıkları, bugünkü nesiller olarak vicdanımızda mahkum etmemiz gerekiyor. Eğer biz geçmişin vicdansızlığını, vicdanımızda mahkum etmeyi başarırsak zaten dış dinamiklerin alacağı kararlarda bu manada ülke üzerinde bir tesiri olmayacaktır. Şüphesiz ki düşünceyi ifade etme özgürlüğü bağlamında da hadiseye yaklaştığımızda öyle sanıyorum ki Fransız parlamentosunun bu kararı Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi sürecine pozitif bir katkı sunmayacaktır. Ama keşke biz Türkiye olarak geçmişimizle yüzleşmiş olsaydık, Fransız parlamentosu ya da başka parlamentoların alacağı kararların gerekçesini ortadan kaldırmış olurduk. Dolasıyla bizim yapmadığımız her hayırlı işi başkaları başka niyetlerde kullanabilecektir."

Editör: Haber Merkezi