BİSMİLDEKİ EĞİTİM DÜZENİ
 
Şiddet; yakıp, yok eden, saldırgan davranışlar içeren, kaba kuvvet ve beden gücünü kötüye kullanmayı, bireye veya topluma zarar veren eylemleri; taşlı, sopalı, bıçaklı, silahlı saldırıları vb. bir çok ilişki-etkileşim tarzındaki aşırı duygu durumunu ifade edici yaklaşımları içerisinde barındıran bir davranış biçimidir.


Çocuk ve gençlerin kendini veya başka birini yaralamaya, öldürmeye yönelik davranışlarındaki artış, yetişkinlerin, özellikle de eğitimcilerin çözüm bulmaya çalıştıkları önemli bir sorun halini almıştır.


Özellikle okullara şiddetin ve şiddet görüntülerinin sıçramasıyla, konu öncelikli olarak irdelenmektedir. Çocukların ve gençlerin potansiyellerini geliştirebilmeleri, kendilerini yarınlara hazırlayabilmeleri, iyi bir insan, iyi bir yurttaş, bilinçli bir üretici ve tüketici olabilmelerinde okulların güvenli olması temel koşuldur.
 
Okulların güvenli olması öğrenci, öğretmen, yöneticiler ve diğer okul görevlilerinin sorumluluklarını en iyi bir şekilde yerine getirmelerini sağlar. Okul içinde ve dışında yaşanan şiddet olayları, okuldaki güvenlik sorunlarını gündeme getirmiştir. Eğitim ortamında sorunlara erken müdahale ve özellikle problem oluşmadan önlenmesine yönelik gelişimsel-önleyici yaklaşım esas alınmalıdır.
 
                  Genel anlamda sorunlar ve çözüm önerileri:
 
 
İlçemizde okul ve şiddet ilişkisine bakıldığında, sorunun okul içinden ya da okul öğrencilerinden daha çok okul dışında ve çevresinde zararlı-yanlış amaçlarla oluşan grupların etkisiyle yaşandığı; ayrıca önemli oranda şiddete karışan bireylerin bunu bir yaşam tarzı ve sorun çözme metodu olarak kullandıkları müşahede edilmektedir.

 
Şiddet olayları ile ilgili risk grupları konusunda, ilgili birimlerde ortak bir bakış ve anlayışın oluşturulması gerekmektedir. Bu konuda Valiliğimiz görevlendirmesi ile sorunun tanımlanması ilgili kurumlara yaptırılarak il düzeyinde paylaşılması sağlanmalıdır.


Şiddet olaylarının bir çoğunda; güvenlik-emniyet tedbirlerinin yetersizliği ile ilgili sorunlar tespit edilmiştir. Riskli görülen tüm okulların çevresinde ve okul giriş-çıkış saatlerinde yeterli emniyet tedbirleri alınması amaçlı görevlendirmeler Emniyet Müdürlüğü’nce yapılmalı; ayrıca tüm okullarımıza İl Özel İdare bütçesi imkanlarıyla “özel güvenlik görevlisi” tahsis edilmelidir.
 
 
Okul önlerinde gereksiz zaman geçirerek şiddet kültürüne ortam hazırlayan kişilerin ortamdan uzaklaştırılarak, rahat hareket etmesi önlenmelidir.


Aile kurumunda ve gençliğimizin manevi değerler yapısında ciddi dejenerasyon ve bozulmaların önlenmesine yönelik daha etkili çalışma ve tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Aile bağları güçlendirilmeli ve ailelerimizin bilinç düzeyinin arttırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.


Aile içi geçimsizlik, ihmal ve istismarın çocuk ve gençler için ciddi risk faktörleri oluşturduğu dikkate alınarak; sosyal destek sağlanmalı ve uzman kurumların desteği için tüm imkanlar seferber edilmelidir. (Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Sosyal Hizmetler, Sağlık)


Bu tür çalışmalarda kurumsal işbirliğinin arttırılması sağlanarak, ilgili tüm kurumların katılımı ve etkileşimine fırsat tanınmalıdır. Şiddet ve Okul konusunda, Milli Eğitim, Emniyet, Belediye, Müftülük, Gençlik ve Spor, Medya ve STK bileşenlerinin sorumluluk ilişkisi aranmalıdır.


Kafe ve Internet kafeler, şiddet eğilimlerinin yaşatıldığı ve yayıldığı ortamlar olarak olumsuz katkı yapmaktadırlar. Kontrol ve denetimler öncelikle yerel düzeyde sağlanmalı ve konu ile ilgili uzman görüşleri doğrultusunda söz konusu mekanlar için düzenlemeler istenmelidir.
 
Ayrıca okullarımızın Web tabanlı programlar kullanarak interneti bilinçli ve yararlı bir etken olarak eğitim yaşantısına katması yararlı olacaktır. Böylece aile ve öğrenci gerektiğinde internet kafede bile eğitsel amaçlı kullanımlar yapacaktır.


Tekli sigara satan esnaf ve 18 yaşından küçük çocuklara zararlı madde satışı yapanlar ile ilgili yerel yaptırımlar belirlenerek hızla devreye sokulmalıdır.


Yerel basının şiddet konusundaki yayın politikası ile ilgili ortak bir anlayış konusunda çalışma yapılmalı, uzman görüşüyle, toplum yararı-çocuk ve gençliğin korunması hassasiyetleri esas alınmalıdır.


Boş zamanların etkili ve verimli değerlendirilebileceği sosyal-sportif alanlar ile ilgili düzenlemeler mahalli düzeyde Belediye Başkanlığınca yapılmalıdır. Düzenlenen ortamlara kurumlardan organize edici gerekli resmi uzman görevlendirmeleri yapılmalıdır.

Okullarda aile ve öğrenci eğitimi çalışmalarına hız verilerek beklenen davranış-becerilerin kazandırılması sağlanmalıdır.


Okullarda uzman görüşü de alınarak kamerayla takip sistemlerinin kurulması için gerekli alt yapı hazırlanmalı ve risk ortamları öncelikli olarak, çalışmalar başlatılmalıdır.


Kalabalık okul ve sınıf ortamları, öğretmenlerin yeterli çalışmasını, dolayısı ile eğitim çalışmalarını olumsuz etkilemekte ve kontrol, etkileşim zorlaşmaktadır.

 
Okul çevrelerinde ve yakınlarında suç işlemede kullanılan araç ve aletler serbestçe satılmaktadır. Bu konuda engelleyici tedbirler alınmalıdır.


 
İlköğretim Kurumlarında yer alan Yöneltme Yönergesinin Valilik düzeyinde alınacak bir kararla Ortaöğretim kurumlarında da dikkate alınmasının sağlanması ve mesleki-teknik eğitime yönlendirmenin eğitsel-yönetsel boyutta desteklenmesi gerekmektedir.


Okul-aile işbirliğinin arttırılması öncelikli bir problem olarak yaşanmaktadır. Özellikle velilerin bir çok konuda yeterli donanıma sahip olmaması önemli bir eksiklik olarak yaşanmaktadır.


Çocuklar günümüzde daha erken yaşta fazla şiddete uğrama riski ile karşı karşıyadır. Özellikle okul servislerinde 6 yaşındaki çocuk ile 15 yaşındaki çocuk beraber okula gitmektedir.
 
 
Sadece ekonomik kazanç elde etmek isteyen servis şirketleri şiddete göz yummaktadır. Servislerde bulunması gereken koşullar yerine getirilmemektedir. Okul servisleri konusunda sıkı denetimler getirilmelidir. Servis sorumlularına gerekli her türlü eğitim konusunda paket eğitim programı zorunlu kılınmalıdır.


 
Bazı özel okullarda ve dershanelerde okulun prestiji, öğrenci kaybı ve ekonomik kaygılar nedeniyle yaşanan olumsuzluklar kapatılmaya çalışılmaktadır. İşte bu kişisel ve kurumsal kaygılar, duygusal ve fiziksel olarak kendilerini yetişkinler kadar koruma yeteneğine sahip olamayan çocukları olumsuz etkilemektedir.

 
Günümüzde okullardaki şiddetin artması, yarınımızın toplumu hakkında da işaretler vermektedir. Yarının, şiddetten uzak bir toplum olması için okulların farklı bireylere, bir arada, barış içinde yaşamayı öğreten kurumlar olması gerekmektedir. Öğrenciler arasındaki çatışmaların uzlaşmaya dönüştürülebilmesi, bireyler arasındaki farklılıkların çatışma değil, toplumsal zenginlik kaynağı haline getirilmesi hedeflenmelidir.
 
 
Toplumsal anlamda kültürel kimliğimizden uzaklaşma ve varlığımızın çimentosu manevi değerlerin giderek zayıflaması seyredilemeyecek kadar pahallı bir süreçtir. Bu hedef, başta aile, okul, toplum, toplumsal kurumlar ve siyaset tarafından belirlenecek ortak vizyon ve misyonlarla gerçekleştirilebilecek bir idealdir.