Etkinliğe Bismil halkından, BİSTEK’e bağlı Sivil Toplum Kuruluşlarından, Siyasi partilerden ve bölgenin tanınmış alim ve şahsiyetlerinden birçok kişi katıldı.

Bismil bir düğün salonunda gerçekleştirilen etkinlik İbrahim Çiçek’in selamlama konuşması ile başlayıp okunan Mevlit ile devam etti. Akabinde bölgenin önde gelen Alimlerinden Molla Beşîr Varol (Molla Mizgîn)’un Kürtçe konuşması ve daha sonra seslendirilen ilahiler ve okunan dua ile nihayete erdi.

Kürtçe yaptığı konuşmasında Molla Beşir Varol (Molla Mizgîn); “İnsan hayatı iki safhadan oluşur, bunlardan ilki dünya hayatı ki imtihan yeridir ve ikincisinin ahiret hayatı ki mükafat ve ceza yeridir. Bu dünyada ekilenler diğer dünyada biçilecektir.”

Etkinlikte katılımcılara hitap eden Molla Beşir Varol (Molla Mizgîn), insanın yeryüzüne gönderiliş amacı hakkında şunları söyledi;
“Allah-u Teala buyurdu ki “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” Peki, ibadet nedir? Allah-u Teala insan hayatındaki her şey için bir kural bir program koymuştur. İnsanın hayatındaki her şeyi Allah’ın kurallarına, şeriatına ve programına uygun yapması ibadettir. Bu programa ve bu kurallara göre davranmamak ise isyandır.”

Molla Beşir Varol (Molla Mizgîn) Hz Muhammed (sav) ‘in bizler için en güzel örnek olduğunu söyledi. “Allah Kuran-ı Kerim’de buyuruyor ki “Sizlerden Allah’ı ve Ahiret gününü arzu edenler için Allah’ın Resulü’nde güzel örnekler vardır.” Resulullah (sav) toplumun her kesimi için örnekler barındıran bir şahsiyettir.

Siyasetçilerin onu kendilerine örnek alması ve insanlar arasında Allah’ın hükmü ile hüküm etmeleri lazımdır. “Onlar arasında Allah’ın indirdiği ile hükmet.” Allah’ın peygamberi insanlara nasıl hüküm etmiş ise bu şekilde hüküm etmeleri lazımdır. Aksi halde insan Kuran’ın deyimi ile fasık, zalim ve hatta kâfir olur. “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen, işte onlar fasıklardır” “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen, işte onlar zalimlerdir” “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen, işte onlar kâfirlerdir.”

Tüccarların onu örnek alması lazımdır. O nasıl ticaret yapmıştır. Nasıl almıştır. Nasıl satmıştır. Nasıl muamele etmiştir. “Bizi kandıran bizden değildir” demiş Allah’ın Resulü. Tüccarların bunu örnek alarak ticaretlerinde sağlam olmaları dürüst olmaları lazımdır.

Aile reislerinin onu örnek alması lazımdır. Çocuklarımızla, eşlerimizle, komşularımızla, akrabalarımızla nasıl muamele edeceğimizin örneği Allah’ın Resulü (sav)’dir.

Müslümanların Allah’ın Resulü’ne tabi oldukları zaman izzet ve şeref sahibi olduklarını belirten Molla Beşir Varol şunları söyledi; “Araplar bedevi bir topluluk idiler. İnsanlar tarafından ezilen hor görülen bir topluluk idiler. Çöllerde başıboş yaşayan sürekli birbirleri ile savaş halinde olan ahlak bilmez bir topluluk idiler. Allah Resulü’nü onlara gönderdi. Kendilerine insanlığı öğretti. İlk başta karşı çıktılarsa da daha sonra ona tabi oldular ve Allah’ın izni ile Bizans ve Sasani imparatorluklarına diz çöktürdüler. İslam’ın ölümsüz ve kutsal mesajını dünyanın dört bir tarafına ulaştırdılar. İnsanların en medeni en ahlaklı en dürüst insanları oldular. Ne zaman ki Allah’ın Resulü’nü ve davasını terk ettiler. Rezil rüsva oldular. Kürtler de dağınık birbirinden kopuk bir kavimdiler. Her daim zulme uğrayan bir kavimdiler. Ne zamanki Selahattin Eyyubi ile beraber Allah’ın Resulü ve İslam’a sarıldılar, kocaman haçlı ordusuna diz çöktürdüler. Kudüs’ü ellerinden alıp tekrar İslam’ın topraklarına kattılar. Ama ondan sonra çocukları bu asil davaya sahip çıkmadılar ve git gide eski perişan hallerine çevrildiler, Şimdi ki halleri göz önündedir. Türkler ilkel bir topluluk idiler. Göçebe hayatı yaşayan kavgacı bir topluluk idiler. Ama aralarında Osman Gazi gibi akıllı insanlar çıktı ve Müslüman olup Allah’ın Resulü ve İslam’ına sahip çıktılar ve Allah’ın yardımı ile üç kıtaya hüküm sürdüler. Ama ne zaman ki İslam’ı bıraktılar şuan içinde bulundukları hale geldiler. Tarih boyunca kim İslam’a sarılmış ise İzzet ve Şeref sahibi olmuştur ve her kim İslam’ı bırakmış ise rezil olmuştur.”

Ümmetin şu anki durumun sorumlularında biri de alimlerin görevlerini yerine getirmemeleri olduğunu söyleyen Molla Beşir Varol; “Alimlerin Allah’ın Resulü’nü örnek almaları lazımdır. “Alimler Peygamberlerin varisleridirler” Peygamberler ne yapmış ise Alimlerinde onu yapması lazımdır. Allahın Peygamberleri mazlumların fakirlerin hakkını savunmuşlardır. Zalimlere ve diktatörlere karşı kıyam etmişleridir. Her bir peygamber bir zalime karşı kıyam etmiştir. Fakir fukara ve mazlumların sahibi her daim Allahın Peygamberleri olmuştur. Hz Musa’nın firavuna karşı kıyamı göz önündedir. Kıyametmiş ve İsrail oğullarının hakkını savunmuştur. Hz İbrahim’in Nemrut’a karşı kıyamı da bu şekildedir. Eğer Alimler Allah’ın peygamberlerinin görevlerini yaparlarsa mazlum kavme sahip çıkarlarsa, zalimlere karşı kıyam ederlerse bu mazlum halk neden Marks ve Lenin’in peşinde gitsin.
Allah’ın peygamberleri her daim zalimlere karşı inkılabî hareketler meydana getirmişleridir. Mazlum ve fakirlerin sahibi onlar olmuşlardır. Eğer alimler onlara sahip çıkmazsa zalimlere karşı kıyam etmezlerse bu mazlum halk gider başka yollara girer başkalarının peşinden giderler.
Tarih boyunca kâfirler Müslüman olmuştur. Müslümanlar kâfir olmamıştır. Çünkü eski alimlerimiz görevlerini yerine getirmişlerdir. Fakir ve mazlumları müdafaa etmişlerdir. Zulmü kabul etmemişlerdir. Bu yüzden mazlum ve fakirler her daim alimlerin etrafında birleşmişlerdir. Çünkü sahipleri onlar idi. Fakat alimler vazifelerini bıraktılar. Zalimlere baş eğdiler iki kuruşluk maaş ve menfaat peşine düştüler. Bu mazlum milleti kendi başına bıraktılar. Bu millet gidip kötü yollara girdiler kötü kişileri takip ettiler, delalete ve küfür yollarına düştüler. Avrupalı Kâfirler de bugün onları kandırıyor. Kendilerini mazlumlara dost İslam ve Müslümanları da düşman olarak gösteriyorlar. Çocuklarımızı kandırıp dağ başlarında kendileri de asker yapıp öldürtüyorlar. Ama tarih boyunca Avrupa kan içici olmuştur. Her daim zalim ve diktatör olmuştur. Onların tarihi kan ve katliam tarihidir. İşte eğer bir millet sahipsiz başsız rehbersiz ise kâfirler gelip onlara zulmedecek ve mallarını talan edeceklerdir. Bu yüzden biz suçluyuz. Gerek bizler Peygamberimizin hayatını okuyup öğrenmeliyiz. Bakalım Peygamberimiz zalim ve kâfirlerin mi dostudur, yoksa mazlum ve fakirlerin mi dostudur. Marks demiş ki “din afyondur.” Peki, böyle midir? Tahrif edilmiş Hristyanlık afyondur. Ama İslam dini asla afyon değildir. Kuranı okuyalım bakalım din afyon mudur değil midir? Bu yüzden asıl suç alimlerindir. Alimlerin Kuranı Peygamberi ve İslam’ı insanlara anlatmaları lazımdır. Yoksa bu millet cahil kalır ve kâfirler gelir onları sömürür ve kendileri için kullanırlar. Din de gider dünya da gider. Bunca zamandır bu millet küfür ve delaletin peşine vermiş tek bir mazlum hakkı dahi alınamamıştır. Ama din de gitti, dünya gitti, gayret gitti, namus gitti her şeyleri gitti. Bu yüzden çaremiz şudur  “Sizlerden Allah’ı ve Ahiret gününü arzu edenler için Allah’ın Resulü’nde güzel örnekler vardır.” Allah’ın Resulü’nü takip edersek dünyamızı da kurtarırız ahiretimizi de kurtarırız.”

Etkinlikte sahne alan Özlem Ajans sanatçılarından Bilal Güler katılımcılara duygulu anlar yaşattı.
Etkinlik İttihadul Ulema Seydalarından Molla Sabri Ortaç’ın yaptığı dua ile sona erdi.

Editör: Haber Merkezi