GAZİANTEP - Eğitim Öğretim Yılının başladığı 19 Eylül 2011 tarihinden bu yana başörtülü oldukları gerekçesiyle Gaziantep'teki yetkililer tarafından öğrencilere uygulanan zulüm, 3 Platform ve 40 sivil toplum kuruluşunun destek verdiği kitlesel basın açıklamasıyla protesto edildi.

İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu, Peygamber Sevdalıları Platformu, Tesettür Seferberliği Platformu(Tessep), Anadolu Gençlik Derneği,Genç Ensar-Der ve Nizip İhsan-der öncülüğünde gerçekleştirilen basın açılaması, Demokrasi Meydanındaki Hükümet konağının yanında saat:13.30'da Kur'anı Kerim tilavetiyle başladı.

Basın açıklaması için toplanan kitle sık sık tekbir getirerek, 'başörtüsü Allah'ın emridir', 'Başörtüsü onurumuzdur.' 'Vali bey duy sesimizi' gibi sloganlar attı.

Basın açıklamasından önce açılış konuşması yapan Gaziantep Rahmet-Der başkanı Mehmet Faik Doğan; öğrencileri okullarına almayan yetkililerin hukuksuzluk yaptığını belirterek, "Başörtülü öğrenciler sanki bulaşıcı hastalık taşıyor gibi okul bahçesine dahi alınmıyor."dedi.

Daha sonra söz alan Pakize Kemal Öğücü ilköğretim Okulu 8.sınıf öğrencisi Şüheda Arslan, yaklaşık üç ay boyunca okul yetkilileri ile polislerin kendilerine uyguladıkları hukuksuzluğu anlattı.

Hakkını Hukuki Yollardan Arayan Öğrenciler Suçlu Gibi Gösterildi
Daha sonra basın açıklamasını okumak için mikrofonu alan Mustazaf-Der Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Kaya, okulların açıldığı 19 Eylül 2011 tarihinden bu yana kız çocuklarının her gün velileri tarafından gönderilmelerine rağmen okul idarecileri tarafında geri çevrildiklerini belirterek; öğrencilerin zorunlu eğitim öğretim hakkından ayrımcılık ve provokatörlük yapılarak mahrum ve mağdur edildiğini söyledi.
Hakkını hukuk zemininde arayan insanların suçlu gibi gösterildiğini belirten Kaya, "Sınıf öğretmenleri,Okul müdürleri İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün hukuka aykırı muamelelerine, hukuk dışına çıkmadan cevap veren öğrenci ve velileri suçlu gibi gösterilmiş, toplumu geren karanlık odaklar bu yolla emellerini gerçekleştirmeye çalışmışlardır." İfadelerini kullandı.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde eğitimin, insan kişiliğini geliştirmeye, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmasının, anne-babaların çocuklarına verilecek eğitimi seçmede öncelikle hak sahibi olduğunun ilke olarak kabul edildiğinin altın çizen Kaya, "Devletlere ise, anne-babanın bu eğitim ve öğretimi kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapma hakkına saygı göstermesi görevi yüklenmiştir." dedi.

"Kafatasçıların İdareci Olması Daha Vahimdir"

Nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede,İnançları gereği başlarını örterek okula gitmek isteyen çocuklara tahammül edemeyen kafatasçı insanların, devletin eğitim kurumunda eğitimci, idareci olmasının daha vahim olduğunu söyleyen Kaya, "Bu yaştaki çocukların, gençlerin sevgiyle, hoşgörüyle eğitilmeleri, geleceğe donanımlı ve güvenle hazırlanmaları gerekir. Başörtülü öğrencilerin inançları, İslami kimlikleri gereği başlarını örtmelerinden dolayı azarlanmaları, aşağılanmaları eğitim haklarının ellerinden alınmaları kabul edilecek bir durum değildir. Bu en hafifinden zorbalıktır, zalimliktir, zulümdür."dedi.

Başörtüsü sorununun çözümünün bir samimiyet sınavı olduğu kadar kendisini demokrasi ile irtibatlandıran tüm çevreler için de bir imtihan olduğunun altını çizen Kaya, "Hangi siyasi partiyi yönetirseniz yönetin, vatandaşların çözüm beklediği bir konuda kulaklarınızı tıkayamazsınız."ifadelerini kullandı.

"İnsanların Fıtri Haklarını Düzenlemeye Çalışmak Paranoyak Faşizmden Başka Bir Şey Değildir"
Başörtüsü zulmünün laik dayatmacılığın bir zulmü olduğunu belirten Kaya, "Halkların inancını, geleneklerini, örf ve adetlerini ve fıtri haklarını, kıyafetine varıncaya kadar tanımlama ve düzenleme çabası, çağdaş hiçbir hukuk devletinin taşıyamayacağı kadar ilkel, paranoyak faşizmden başka bir şey değildir. Kendisini insanların dış görünümü üzerinden şekilcilik basitliği ile tanımlama ve kabul ettirme çabasına düşmüş bir devlet anlayışı, sadece bürokratik oligarşinin bir işgüzarlığı değil, aynı zamanda ideolojik laikçi dayatmacılığın sefaletidir" dedi.

9217_basortusumanset.jpg

Güneşimizi Kesecek Gölge İstemiyoruz
Son olarak yetkililere seslenen Kaya, "Görevlerini tam yapsınlar, sorumluluklarını yerine getirsinler, bu saçmalıklara, bu zulümlere artık dur desinler. Milli eğitimin bu konudaki yönetmeliği ne ise onu uygulasınlar, biz kimseden lütuf beklemiyoruz ve güneşimizi kesecek bir gölge de istemiyoruz. Anayasal hakkımızı istiyoruz." Şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından toplanan kalabalık sesiz bir şekilde dağıldı.(Şefik Mert-İLKHA)

Editör: Haber Merkezi