Tarihler 5 Temmuz 1993’ü gösterirken gözü dönmüş katiller Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde bir kez daha Müslüman kanına, necis ellerini bulaştırdılar. Sivas Madımak’ta yaşanan olaydan 3 gün sonra bu olayın bir nevi intikamı olarak gerçekleştirilen Başbağlar katliamı hala yürekleri yakmaya devam ediyor.

33 kişiyi şehit ettiler

İslam düşmanı, kinle dolu eşkıya çetesi bir akşam namazı vaktinde camiye yöneldiler ve cami imamı Adil Hoca başta olmak üzere, 28 Müslümanı hunharca katledip köyü ateşe verdiler. Kadınların ziynet eşyalarını yağmalayan, arabaları toplayıp ateşe veren müfsitlerin ortalıkta kol gezdiği bugünde toplam 33 Müslüman katledildi. Katiller arkalarında 30 dul kadın, 70 yetim ve enkaza dönmüş bir köy bırakarak karanlık dünyalarına çekildiler. Olaya basının duyarsız kalması bir yana, yargı süreci de neticesiz kaldı ve dava kaldırıldı.

Başbağlar katliamının ardından gözaltına alınan 16 kişi serbest bırakıldı. Ancak bu karara Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi itiraz etti. DGM yargıçları tarafından oluşturulan kurul, 4 saatlik bir toplantının ardından şüphelileri serbest bıraktı. Dava daha sonra İzmir DGM’ye gönderildi. 1998’de çıkan kararda 2 sanık terör örgütü üyeliğinden hapse mahkûm edilirken diğerleri serbest bırakıldı.

Katliamı yaşayanlardan E.A gördüklerini şöyle anlatıyor: “Akşam namazına duracaktık ki torunum geldi. Anarşistlerin köyü bastığını söyledi. Ben de hemen kapıyı kapattım. Kapıyı kapatırken, beni gördüler. Gelip kapıyı açmamı istediler. Ama ben kapıyı açmadım. Dönüp gittiler. Biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık. Pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dışarı çıkardılar. Bir adamı başına diktiler. Tüfeği dayadılar ve beklemeye başladılar. Birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular. Erkeklerin evde olmadığını söyleyince evin içine girdiler. O sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye. Parayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çıkmamızı istediler. Çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar. Dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler. Beni götürürlerken itip kaktılar. Hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler. Kadınların toplandığı yere götürdüler. Etrafımıza bomba koydular. Bir taraftan da evleri ve arabaları yaktılar.” dedi.ilkha

basbaglar_1436081802.jpg

Başbağlar'da analar hep ağlar


2 Temmuz 1993 yılında Sivas'ta Madımak otelinin yakılmasından 3 gün sonra, Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyünde 33 dindar masumun şehid edildiği vahşi bir katliam gerçekleştirildi. Katliamın üzerinden tam 22 yıl geçti ama tek bir fail dahi bulunmadı

Cafer Selçuk / Doğruhaber
2 Temmuz 1993 yılında Sivas'ta Madımak otelinin yakılmasından 3 gün sonra, Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyünde 33 dindar masumun şehid edildiği vahşi bir katliam gerçekleştirildi. Katliamın üzerinden tam 22 yıl geçti ama tek bir fail dahi bulunmazken, madımak otelinin yakılmasından sorumlu oldukları iddia edilen 33 kişiye idam, 91 kişiye de çeşitli oranlarda hapis cezaları verildi.

BAŞBAĞLAR'DA SIR   PERDESİ ARALANMADI
Tarihler 5 Temmuz 1993'ü gösterirken Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyü kana bulandı. 33 masum insanın katledildiği köy ateşe verildi. 100'e yakın katilin işlediği katliamın üzerinden tam 22 yıl geçti. Olayın failleri hala bulunmadı, bulunmak istenmedi. Katliamın sır perdesi de bir türlü aralanmadı. Olaydan sonra 17 kişi mahkemeye çıkarıldı ama sadece 17 yaşında bir çocuk suçlu bulundu.

MADIMAK OTELİ İÇİN 124   KİŞİYE CEZA BAŞBAĞLAR'DA FAİL BİLE YOK
Başbağlar Katliamı'ndan sadece üç gün önce 2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak otelinin yakılmasıyla ilgili olarak olayla hiçbir ilgisi olmayan pek çok kişi tutuklandı. Bunlardan 33 kişiye idam, 91 kişiye de çeşitli hapis cezaları verildi. Bu davadaki hükümlüler çıkarılan af yasalarından faydalandırılmadı bile. Oysa Başbağlar Katliamı'nın ise şu an hiç bir hükümlüsü yok, gerçek failler hala bulunamadı. Asıl mağdur pozisyonunda olanların Başbağlarlılar olmasına rağmen devlet 4.5 milyon TL vererek madımak otelini satın aldı. Başbağlar'ın mağdurları ise acılarla mücadele ediyor.

HER İKİ KATLİAM DA TEZGÂHLANAN DERİN BİR KOMPLO
Başbağlar'da katliama imza atanlar 1,5 saat boyunca “Sivas'ın intikamı”nı aldıklarını anlattılar, köye bıraktıkları bildirilerde bunu açıkça deklare ettiler. Bununla beraber Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Sivas olaylarının sorumlusu olarak öne sürdüğü 33 kişiye de idam cezası verdi.  Böylece sözde bir cana bedel iki can alınmış oldu. Olaylardan çok sonra bazı sol düşünceli dergiler “Sivas'ın hesabı soruldu” şeklinde yayınlar yaptı. Bütün bunlara rağmen her iki katliamın da halkımıza karşı tezgâhlanan derin bir komplo ürünü olduğu, tertipleyenlerin ortaya çıkmaması için gayret sarf edildiği gerçeği ortaya çıkıyor.

CAMİ CEMAATİ KATLEDİLDİ
5 Temmuz 1993'te köye gelen it sürüleri, topladıkları köylülerin huzurunda bir buçuk saat boyunca mukaddesata hakaretler ettiler. Sonra makinalı tüfeklerle köylüleri kurşun yağmuruna tuttular. Katiller bununla da yetinmediler lav silahlarıyla evlere ateş açıp yaktılar. Evlerinden çıkamayan bir çocuk, bir kadın ve üç erkek yanarak can verdi. Yüzlerce hayvan diri diri yandı. 194 ev, köy okulu ve köy camisi yakıldı. 33 kişi şehid oldu, 30 kadın dul ve 70 çocuk yetim kaldı. Yakılıp yıkılan köy devlet tarafından unutuldu, katillerden hesabı sorulmadı.

BAŞBAĞLAR KATLİAMINDA CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Vahşi katliamın üzerinden 22 yıl geçse de gerçek failler ortaya çıkarılmadıkça bu sorular da akılları kurcalamaya devam edecek. İşte akıl kurcalayan o sorular:
1-33 kişinin katledildiği bir bölgeye 14 saat sonra askerin gelmesi ne anlamaya geliyor?

2-Olay yerinden yaklaşık 600 kurşun toplandı. Bu kurşunların balistik incelemesi neden yapılmadı? Olaylarda kullanılan silahlar neden sır oldu?

3-Başbağlar katliamının işleneceği gün İstanbul'dan bir grup köylü köye gelmişti. Katiller bunu nasıl haber almışlardı?

4-Madımak olayından üç gün sonra Başbağlar katliamı gerçekleşti. Bu kadar büyük bir eylemin üç gün arayla işlenmiş olması mümkün mü? Dolayısıyla hem Sivas olaylarını çıkaranlar hem de Başbağlar katliamını yapanların aynı merkezden idare edildiği doğru mu?

5-Katliamdan sonra sadece 17 yaşındaki bir çocuğun cezalandırılması olayda ağır ihmali olanların olduğunu göstermez mi? Şu ana kadar katillerin bulunmaması bunun derin bir tezgah olduğunu ortaya koymaz mı?

Editör: Haber Merkezi