Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cari açığın çok temel, Türkiye'nin yapısal makro ekonomik problemi olduğunu belirterek, bir gecelik, kısa vadeli yaklaşımlarla cari açık sorunun çözülemeyeceğini söyledi.

Şimşek, "Cari açık geçen sene kısmen yapısal, kısmen de konjonktürel problemlerle gerçekten rekor bir düzeye ulaştı ve sürdürülemez bir noktada" dedi.

Bakan Şimşek, NTV'de katıldığı bir programda, şu anda cari açıkta bir daralma trendinde olunduğunu belirterek, kredi hacminin ciddi şekilde yavaşlatıldığını, iç talebin bir miktar yavaşladığını, vergi tedbirlerinin alındığını anlattı.

Tüm bunların cari açığa olumlu yansıyacağını ifade eden Şimşek, "Kasımda başlayan daralma trendi devam edecek. Orta, uzun vadeli çözümler esastır. Reformlardan ödün vermeden, güçlü bir şekilde reformlara devam etmemiz lazım" dedi.

Bakan Şimşek, enflasyona ilişkin beklentilerinin ilk çeyrekte yükselmeye devam etmesi, yılın ortasına doğru tek haneli, yılın sonlarına doğru da Merkez Bankasının hedeflerine doğru bir inişe geçmesi olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Bu sürecin erken gelmesi ihtimali var. Bu kısmen liranın durumuyla ilişkili. Bu bahsettiğim beklentiler, yılın ilk çeyreğinde yüksek seyretmesi beklentisi kısmen lirada ocak başına kadar devam eden değer kaybıyla ilişkiliydi. Enflasyon niye yüzde 10'un üzerine çıktı TL ciddi anlamda değer kaybetti. TL'nin değer kaybı ithal edilen ürünler yoluyla enflasyon dinamiklerini olumsuz etkiledi. Kısmen de olsa Ekim ayında yaptığımız vergi artışları etkili oldu. Şirketlerin fiyatlama gücü var. İç talep güçlü olunca, maliyetleri hemen olduğu gibi yansıtabiliyorsunuz. Halbuki iç talebin zayıf olduğu dönemlerde maliyetin bir kısmını üstleniyorsunuz. Tüketiciye yansıtmıyorsunuz. Enflasyonun kısmen iç talebin yavaşlaması, kısmen liranın bir miktar güçlendikten sonra istikrara kavuşması nedeniyle, tekrar bir düşüş trendine girmesi ihtimali yüksek. Yılın sonuna doğru bir kerelik etkilerin çıkmasıyla birlikte tekrar Merkez Bankasının hedeflerine doğru yönelmesi ihtimali yüksek."

MEMUR MAAŞLARI

Bakan Şimşek, Maliye Bakanlığı olarak toplu sözleşmeye ilişkin tasarının ve toplu sözleşme sürecinin geçen sene, bütçe bağlanmadan tamamlanmasını arzuladıklarını kaydederek, geçen seneki enflasyon farkının ocak ayına yansıtıldığını, geriye dönük farkların da ödeneceğini söyledi.

"Nisana yetişir mi" şeklindeki soru üzerine de Şimşek, "Mümkün ama bu yasal çerçeve, Meclis tarafından kabul edilecek, sonra müzakereler olacak. Bu müzakerelerin belli bir süreci olacak. Müzakereler belki bir kaç günde, belki bir ay sonra biter. Dolayısıyla bugünden gün konusunda, tarih verme konusunda birşey söylememiz doğru olmaz. Ama nisan hala mümkün olan bir tarih" ifadesini kullandı.

Şimşek, zam farklarının bütçeye yansımasıyla ilgili olarak da enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde devletin bu işten kar edebildiğini ancak o dönemlerin geride kaldığını, enflasyonun düşük seyrettiğini ve yansımasının da sınırlı olacağını söyledi. Şimşek, "Faizlerin de düşük olduğu, enflasyonun düşük olduğu dikkate alınırsa bunun düşük bir olumlu etkisi olur. Fakat biz onun derdinde, peşinde değiliz. Biz memurumuzun biran önce zamlı maaşını almasını temenni ediyoruz" dedi.

Önümüzdeki 10 yılda Körfezde yaratılan fon fazlasının 5 trilyon Dolar daha fazla olabileceğini kaydeden Şimşek, Türkiye'nin de Körfeze yönelik olarak projeleri paketlemesi gerektiğini söyledi.

Yunanistan'da bir yangın olduğunu ancak, kontrol altına alındığını anlatan Şimşek, uzun vadeye ilişkin şüphe ve kaygıların haklı olarak devam ettiğini söyledi. Sorunun şu anda kontrol altında olduğunu ve kısa vadede iyimser olmak için sebepler bulunduğunu belirten Şimşek, "Orta uzun vadeye ilişkin endişeler var. Bakalım Yunanistan bu programın gereklerini yerine getirebilecek mi" dedi.

AB'nin Türkiye için çok kritik bir bölge olduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu:

"Geçen sene Türkiye'ye yönelik endişelerin bir miktar artmasının temelinde bu vardı. Merkez Bankasının niye eli rahatladı- Birincisi ABD, dünya ekonomisi için çok önemli bir motor ve ABD ekonomisinden çok olumlu sinyaller geliyor. Çin'de sert düşüş riski vardı, şimdi bunun da olması ihtimali düşük görülüyor. Avro bölgesinde ciddi sıkıntılar vardı. Avrupa Merkez Bankası, 500 milyar avroluk çok ucuz kaynağı, Avrupadaki bankalara aktardı. Yunanistan'ın sorunu da şu an itibariyle, kontrol altına alındı. Tüm bunları biraraya getirdiğinizde geçen senenin ikinci yarısında bozulan beklentiler, artan kaygılar yerini nisbeten iyimserliğe bırakıyor.

Merkez Bankamızın tutumunu da o çerçevede değerlendirmek lazım. Küresel krizin derinleşme riski ortadan kalktı mı: Risk azaldı ama her zaman için var. Özellikle ABD'den gelen veriler cesaret verici. Fakat gerek Avro bölgesi için, gerek diğer gelişmiş bölgeler için birtakım çok temel makro ekonomik sorunlar yerli yerinde duruyor. O sorunların çözümü, zaten kolaycı bir çözüm yok. Zaman alacak ve o çözümlerin gelip gelmeyeceğine ilişkin endişeler var. Kısa vade önemlidir, kısa vadede şu an itibariyle bir iyimserlik var. Risk iştahı ciddi şekilde artmış durumda." 

 

Editör: Haber Merkezi