Hakkında 21 yıl önce verilen ''Türkiye'ye giriş yasağı'' nedeniyle yurda gelemeyen Anter, babasının 1992 yılında öldürüldüğü yerdeki ''Musa Anter Anıtı''nı ziyaret etti.

Kardeşi Dicle Anter ve dayısının oğlu İsmet İlhan ile babasının öldürüldüğü Yenişehir ilçesi Aziziye Mahallesi'ne gelen Anter Anter, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, babasını öldürenlerin peşinde olacaklarını söyledi.

BABASININ VURULDUĞU YER

Anter, sorunların diyalogla çözüleceğini, acıların durması için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek, ''Bu böyle gitmez. Barış içerisinde yaşamamız lazım artık'' dedi.

Türkiye'de çok farklı duygular yaşadığını, Türk vatandaşlığı için de gereken başvuruyu yarın yapacağını bildiren Anter Anter, şöyle konuştu:

''Yarın belgeleri doldurup İçişleri Bakanlığı'na teslim ediyorum. İnşallah yakında yeni vatandaşlığım çıkar, ben de sizlerin arasında olurum. Babamla bir evlat olarak çok fazla bir arada kalamadım. Çünkü babamın ömrü hapislerde geçti. Bizlerden ayrı kaldı. Sonra ben 43 yıl İsveç'te kaldım. Babamla görüşemedim. Turgut Özal döneminde, şimdi ki gibi bir izin ile geldim. Babamla o zaman beraber vakit geçirdik. O 4 yıl süresince babamdan hakikatten 40 üniversite bitirmiş gibi bilgi aldım.''

VATANDAŞLIK BAŞVURUSU

Bir gazetecinin gelecekle ilgili planlarını sorması üzerine Anter, ''Hele bir geleyim, vatanımda halkımla birlikte yaşayayım. Ben İsveç vatandaşıyım. 43 yılım orada geçti. Çocuklarım, torunlarım hepsi orada. Onlarla da beraber olacağım tabi ki. Ben artık İsveç'ten sıkıldım, memleketimi çok özledim. 67 yaşındayım ve emekliyim. Ben artık halkın içine girmek istiyorum. Sizleri çok özledim'' dedi.

Dicle Anter de, 1996 yılında Türkiye'ye döndüğünü ve Batman'da yaşadığını belirterek, ağabeyi Anter Anter ile ilk kez bu topraklarda bir araya geldiklerini, bunun çok acı ve özlem dolu bir buluşma olduğunu ifade etti.

Anter, yanlış politikalardan dolayı kardeşleriyle bir araya gelemediklerini belirterek, ''Babam bize han bırakmadı. Bize onurlu bir isim bıraktı. Babamızın bıraktığı onurlu ismi taşımaya çalışacağız. Belki sizler burada olmasanız biz iki kardeş birbirimize sarılıp hüngür hüngür ağlardık. Tabi kendimizi tutuyoruz. Bir ay sonra ablam da sağlığına kavuşup buraya gelecek. Bundan sonra 3 kardeş son demlerimizi, son baharımızı burada yaşamaya çalışacağız'' diye konuştu.

 

Editör: Haber Merkezi