Tekrar gümrük kapılarını koymaktan bahsediyor. Sınır kapıları konmak isteniyor. Avrupa’yı Avrupa yapan bir arada olmak. Popülizm uğruna içlerine kapanıyor. Bunu yaptıkça büyük zarar görecekler. İçe kapanan, sınırlar koyan, sonuçta nereye doğru gidecek bunu görmek lazım” dedi. Babacan, büyüme oranında kasıtlı olarak frene bastıklarını dile getirdi.
 
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BOSİAD) tarafından Hilton Otel’de düzenlenen yemekte konuştu. Türkiye’nin ucuz iş gücü ile rekabet eden sanayi yapısını yakalamasının mümkün olmadığını kaydeden Babacan, “Teknoloji olarak daha önde, kalifiye iş gücüne dayanan sanayi yapısını yapmalıyız. Türk sanayisinin yeni rotası daha farklı daha ileri hedefler koyabilen bakış açısı olmalı. Biz de bununla ilgili hükümet olarak yapacağımız çalışmalar var. Bunların da sınırları var. Devletin ön açıcı, ülkesinde güven ve istikrar zemini olan, koruyucu fonksiyonu olduğunu biliyoruz. Teşvik mekanizmaları önemli. Sadece teşvike dayanan, sadece teşvikle rota çizen sanayi çok da uzun vadede sürdürülebilir yapıya ulaşamayabilir. Teşvik önemli ama bir yere kadar. Sektörün ve stratejinin iyi belirlenmesi lazım. Biz 9,5 yıldır teşvik sistemini değiştire değiştire geldik” diye konuştu.
 
Avrupa’nın kamu mali yapılarının bozulduğunu, mümkün olduğu ilk fırsatta vergilerin artıracaklarını belirten Babacan, şunları kaydetti: “Kamu yatırımlarını kısmak zorunda kalacaklar. Borç problemleri ortadan kalkması için. Mevcut kriz dönemi aşılsa dahi daha güven ortamı sağlansa dahi işler düzelmeye başlar başlamaz parasal sıkılaştırmaya gidecekler. Vergi artışları uygulamak zorunda kalacaklar. Yüksek kamu borcu, Avrupa ülkelerin büyümesini engelleyecek. Eski büyüme oranları Avrupa göremeyecek. Kriz öncesi ile krizden sonraki büyüme oranları çok çok farklı rakamlar görüyoruz. Japonya’da da yaşandığı gibi uzun süreli çok düşük büyüme oranlarını göreceğiz.”
 
Üretmeden tüketmenin bir ülkeyi çok fazla etkilediğini söyleyen Babacan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çalışma saatleri 30 saatlere indi. Yılda 5-6 hafta izinler var. Hazırdan yiyorlarsa tamam. O ülkenin borcu artarak refah sağlanıyorsa o refah suni bir refah olur. Devlet olarak borçlanarak vatandaşa güzellik sağlamaya çalışıyor. Emekli ve memur maaşlarını artıyor. Ama borç artıyor ve öyle bir noktaya geliyor ki refah kaybı olarak geri dönüyor. Bu tuzaklara, kötü tecrübelerden ders alarak Türkiye olarak dikkat etmek lazım. Sabretmek gerek. Doğru politikalar hemen sonuç vermiyor. Tabiatı gereği zaman alıyor. Biz sadece bir yılın ekonomik büyümesini baz almayacağız. 3-5 yıllık oranları dikkate almalıyız. Mutlaka uzun vadeli perspektifle politikalara bakmak lazım”.
 
"BÜYÜME HEDEFİNDE KASITLI OLARAK FRENE BASTIK"
 
Türkiye'nin gayet iyi bir noktada olduklarını kaydeden Babacan şöyle devam etti: “Finans kanalıyla Avrupa ile bağları olan bir ülke olarak nasıl oldu da Avrupa’dan bu kadar kendinizi ayrıştırdınız diye soranlar oluyor. Borç yiyen kesesinden yer. İyi harcayalım. Dünya kötü, biz de kötü olacağız düşünceleri var. Mali politikaları sıklaştırdık. Yüzde 4-5’lik büyüme bizim kasıtlı olarak frene basmamız sonucu. Bu sene de yüzde 8 büyüyelim diyebilirdik. O zaman bir anda yılların birikimi ve kazanımları kaybolabiliyor. Bizim 1994, 2000-2001 tecrübemiz var. Büyüyelim, makul sürdürülebilir, kendimiz kaynak üreterek büyüyelim. Kazanmadan harcayınca, cari açık tablosu karşımıza çıkıyor.”
 
"AVRUPA ÜLKELERİ İÇİNE KAPANIYOR"
 
Bugün nüfusu 84 milyon olan Almanya’nın 2050 yılında 60 milyona ineceğini kaydeden Babacan, "Hızla yaşlanan nüfusu var. İtalya ve Fransa’da bu durum aynı. Sarkozy biz Şchengen'den çıkacağız diyor. Tekrar gümrük kapılarını koymaktan bahsediyor. Sınır kapıları konmak isteniyor. Avrupa’yı Avrupa yapan bir arada olmak. Popülizm uğruna içlerine kapanıyor. Bunu yaptıkça büyük zarar görecekler. İçe kapanın, sınırlar koyun sonuçta nereye doğru gidecek bunu görmek lazım. Bunu da Türkiye için oluşturacağı fırsatları görmek gerek. İşin bilgisine, derinliğine sahip olmak gerek, sanayide dışa bağımlılığa girmemiz gerek. Önümüzde önemli bir fırsat var. Hedef Avrupa” şeklinde konuştu.
Editör: Haber Merkezi