ANKARA - Baba Bingöl, şöyle diyor:  "Bende gene başka çocuklar vardır, sarılıp Mustafa’nın acısını az çok dindirebilirim, ama tek bir evladı olan ve yaşamını yitiren çocuğunun, bütün hayatı boyunca, elbisesini duvara asıp bu acıyla yaşayan ana-babaları düşünsünler ve bir an önce bu ciğerlerimize düşen koru söndürsünler..."

'Yeter analar ağlamasın'

Bingöl, Başbakan Erdoğan’a da Kürt sorununun çözümü için çatışma ortamının sonlandırılması çağrısında bulunarak, şöyle sesleniyor: "İnsanlar ölmesin, analar-babalar ağlamasın, operasyonlar dursun, insanlar boşu boşuna ölmesin.

Ben 55 yaşındayım, Türkiye vuruyor, PKK vuruyor. Kim kazandı? Kaybeden sadece biz insanlarız, yüreğimiz yanıyor. Bu savaş dursun, bu insanlar ölmesin, analar ağlamasın, yeter artık. Kendi adıma değil, bir vatandaş olarak söylüyorum: Yeter artık. Şunu söyledik: Yüzde 50 verelim, bu ateşi söndürelim. Biz yüzde 50 verdik, o daha da sinirlenmeye başladı, daha da çok bu halkın üzerine yürümeye başladı. Eğer bunu yürümekle bitirecekse ben de ona yardıma gideyim.” 

'Acılar ortak olmayınca...'

Önceki gün “Bizim üzerimizden kimse mesaj vermesin” diyen Mustafa’nın abisi Cem Bingöl de artık ölümlerin bitmesini istediğini dile getiriyor.

Cem Bingöl şunları söylüyor: "Bu ülkenin birliğinden, bütünlüğünden, kardeşliğinden yana olan bir insanım; ama bütün benliğimle de özgürlüğün yaşanması gerektiğine; acının, sevincin, mutluluğun, eğitimin kendi dilinde yaşanması gerektiğine inanan bir insanım. Bazıları diyebilir, ‘Ne ilgisi var bunun bu ortamda?’ Ama çok ilgisi var. Biz bunları tam yaşayıp, tam ifade etmediğimiz için bu acıları yaşıyoruz. Acılarımız ortak olmadığı zaman sevincimiz, barışımız, diyaloğumuz da ortak olmuyor.

Soruyorum. Biz Mustafa’nın ülkesini koruyoruz diyenler, ne bırakıyorlar Mustafa’ya, ne düşüyor payına? Bu acılar şu anda lokaldir ama insanlar bu acıyı kendi yüreğinde yaşamaz, beraber yaşamazsa yarın öbür gün öyle sıradanlaşacak ki, her birimiz bir yerlerde öleceğiz ama bir anlamı olmayacak.” RADİKAL 

Editör: Haber Merkezi