Başörtüsüyle doçent olarak atanan ilk kişi olduğunu ifade eden ve dönemin rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından görevinden alınan Kurtulmuş, "Rektör olduğu ilk gün bir numaralı kararla Nur Serter'i yardımcısı olarak atadı. İki numaralı kararla ise beni açığa aldı" dedi.
 
Üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen hala o günlerin izlerini taşıdığını belirten Kurtulmuş, "Akademisyenlik zor bir süreçtir. En zor kısmı da doçentliğe kadar olan süreçtir. Doktora yaparsınız. Doçent olursunuz. Benim profesörlüğüme çok az bir zaman kalmıştı. Ve profesörlüğüme çok az bir zaman kala sadece başörtülü olduğum için kapının önüne koyuldum. Bu hakikaten çok incitici birşey..." ifadelerini kullandı.
 
Süreç içerisinde pek çok dramların yaşandığını ifade eden Kurtulmuş, dönemin sorgulanması gerektiğinin de altını çizdi.
 
Kurtulmuş ikna odalarında psikolojik baskıya ve tacize maruz kalan başörtülü öğrencilerin yaşadıklarını da şöyle değerlendirdi:
 
Gücü elinde bulunduran insanlar birilerini düşman edip onların ensesinde boza pişirsin diye yaşanmış süreçtir bu süreç. Şimdi doktor olan o kızcağızın sapsarı bir yüzle zangır zangır titrediği anı hâlâ unutamadım. Sadece tabi o kızla sınırlı değildi. Ordan çıkan başörtülülerin çoğu öyleydi. 17-18 yaşında çocuklardı bunlar. Onlardan hakikaten çok büyük bir şey istiyorsunuz. Onlar kendilerini o şekilde rahat hissediyorsa girsinler okula. Onların kimseye bir zararları olmaz.

Editör: Haber Merkezi