Üniversiteye giderek ilahiyat okuma hayalini kuran İmdat Padak, öğle namazını kıldıktan sonra öğle yemeğini yiyeceği sırada depremle birlikte enkaz altında kaldı. Sivil savunma ve arama kurtarma ekiplerinin günlerce süren uğraşısıyla 102 saat sonra kurtarıldı. Padak o anları şöyle anlatıyor; “Yemek yemeden bir sarsıntı oldu. Deprem olduğunu anladık. Dışarı kaçmaya çalışırken telefonum aklıma geldi. Telefonu almaya gittiğimde duvarlar üzerime geldi her yer çöktü. Pencereye koştum olmadı, başımı ellerimin arasına aldım kelime-i şahadet getirdim. Allah’tan hayırlısını istedim. Ailem yaşıyorsa yaşamayı istedim. Duvarlar üstüme çökünce nefes almakta zorlandım, her yer toz içindeydi. O an kıyametin koptuğu aklıma geldi. Allah’a şükrettim, orada günlerin nasıl geçtiğini anlamadım. 2-3 gün geçmiştir diye düşünüyordum. Beni kurtarmaya geldiklerinde bilincim açıktı. Kendimi psikolojik olarak hazırlamıştım. Kurtaracaklarından ümitliydim. Bir gün daha dayanacaktım. Açlık zorlamadı ama son iki gün susuzluk hissettim. Parmağımı emdim. Ağzım kurumasın diye burnumdan nefes aldım. Hava serindi onun için bu kadar durabildim sıcak olsaydı dayanamazdım. Allah öldürmeyince öldürmüyor.”

Aynı evde ders çalışmak için 7 kişi kaldıklarını belirten Padak, depremde 4 arkadaşını kaybettiğini söyledi. Padak, kaybettiği arkadaşları için, “Arkadaşlarımın gittikleri yer cennettir inşallah.” diye dua ediyor. Depremden insanların ders alması gerektiğini ifade eden Padak, bunun bir şefkat tokadı olduğuna dikkat çekiyor.

Erciş’in Kızılören köyünde yaşayan Padak’ın baba evi depremde fazla hasar görmemiş ancak, o anı yaşadığı için küçük bir artçıda dahi evde duramıyor. Gündüz evde, gece yatmak için çadıra gittiklerini anlatan Padak, havanın çok soğuk olduğunu, kendilerine prefabrik ev verilmesini istiyor.

İmdat’ın ağabeyi Nihat Padak, “İmdat’ı arayıp haber alamayınca kardeşim Metin’i Erciş’e gönderdim, sonra da ben gittim. İmdat’ın kaldığı bina dümdüz olmuştu. 4 gün boyunca gece gündüz o binanın etrafında dolandım. İmdat’ı okul için göndermiştik. Şimdi yine göndermek istiyorum ama, korkuyorum. Devletin kardeşime yardım etmesini istiyorum. Ankara, İzmir, İstanbul gibi bir yerde okumasını istiyorum.” diye konuştu.

İmdat kurtulana kadar her gün gözyaşı döken anne Kevser Padak, “İmdat’ın o enkazdan çıkacağına inanmıyordum ama Allah’dan ümidimi kesmiyordum. Çok dua ettim. Allaha şükür kurtuldu.” diyor.

(CİHAN)

Editör: Haber Merkezi